| Babası yeni birisiyle çıkıyor. İlginç olacak. | Open Subtitles | والده يواعد شخصا جديدا لذا سيكون ذلك مشوقا |
| Bundan sonra, diğerimiz birisiyle çıkıyor bile olsa, beraber takılacağımıza dair birbirimize söz verelim. | Open Subtitles | من الآن فصاعدا, لنعد بعضنا بأننا سنخرج دائما سوية حتى إذا شخص منا يواعد آخرين |
| Önemli olan, George Tucker'ın birisiyle çıkıyor olması. | Open Subtitles | المهم ان جورج تاكر يواعد |
| - Sizce kim yeni birisiyle çıkıyor. | Open Subtitles | خمّنوا من يواعد امرأةً جديدة. |
| James başka birisiyle çıkıyor mu merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل إن ما كان (جايمس) يواعد أخرى؟ |
| Herkes birisiyle çıkıyor. | Open Subtitles | الجميع يواعد |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 