Eski bir San Diego öğretmenler Birliğinin ve AARP'nin üyesi. | Open Subtitles | إنه عضو سابق في إتحاد المعلمين و الرعاية بكبار السن بسان ديغو |
Kusura bakmayın, Foshan Jingwu Birliğinin kuralları vardır. | Open Subtitles | نعتذر لأن إتحاد فوشان جنغ واو لديهم قواعد |
Bunların Öğrenci Birliğinin flüoresan lambaları altında kötü görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنه سيبدو سيئا تحت تألق إتحاد الطلاب. |
Milis Gücü Yasası iptal edildiği için Birliğinin askeri faaliyetlerinin hukuk ihlali olacağını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت واعيا ان بعد تعليق أوامر القياده, أي عمل عسكري يتم بواسطة وحدتك يعتبر خرقا للقانون ؟ |
Ve aslında daha evvel bir ticaret Birliğinin organizatörlüğünü yapmış. Orada öğrendiği becerilerini kullanarak kendi şirketini kurmuş. | TED | وهو عضو نقابي في نقابة التجار وهذا ما عمله القواعد والمهارات لكي يبني مؤسسته |
Mesela insanlara iş Birliğinin faydalarını ve toplumun avantajlarını hatırlatmak, varlıklı bireylerin tıpkı yoksul insanlar gibi eşitlikçi olmasını sağlayabilir. | TED | على سبيل المثال تذكير الناس بفوائد التعاون أو مزايا المجتمع، تسبب في أن يكون الأفراد الأثرياء متساوون مثل الناس الفقراء |
Tüm Dünya, Adalet Birliğinin cesur kahramanları sayesinde İstilacı Erişenler'den kurtulduğumuz bu özel Bağımsızlık Gününü kutluyor. | Open Subtitles | حيث كوكب الأرض بأكمله يحتفل بيوم الإستقلال. التحرر من غزو الــ"ريتش" شُكراً إلى أبطال إتحاد العدالة. |
Tamam, orada bir çeşit değil yasaklar ajan Birliğinin görev , arasında bir masaj gibi olmadan gibi, birden fazla olgu? | Open Subtitles | إتحاد نقابة العملاء الفيدراليون ...الذي يمنع إستلام قضايا متعددة, من دون الحصولِ مثلا على مساجٍ كفاصلٍ بينهما؟ |
Stanford'taki son senemde, kimya mühendisliği okuyorken, okulun yarısı benim siyasal bilimler bölümünde ya da sahne sanatlarında olduğumu sanıyordu. Bu bir bakıma doğruydu, çünkü Siyahi Öğrenciler Birliğinin başkanlığı yapıyor ve farklı alanlarda uğraşıyordum, | TED | وعندما كنت في جامعة أستانفورد، وجدت نفسي، في سنواتي الوسيطة في تخصص الهندسة الكيميائية، كان نصف زملائي يعتقدون أنني في علوم سياسية و الفنون التطبيقية، الذي كان نوعاً ما حقيقة، لأنني كنت رئيسة إتحاد الطلاب السود وقد أكملت التخصص في أشياء أخرى، |
O, işçi Birliğinin başkanı. | Open Subtitles | إنه رئيس إتحاد العمال |
Aile Birliğinin. | Open Subtitles | بل إتحاد الآباء |
- Vacarro Birliğinin aile reisi. | Open Subtitles | " بطريرك إتحاد " فاكارو |
Suikastçılar Birliğinin de bir üyesi. | Open Subtitles | -وهو عضوٌ في (إتحاد القتلة ). |
Ohio Eyaleti Barolar Birliğinin bana verdiği yetkiye göre sizlerin artık evli olmadığınızı ilan ediyorum. | Open Subtitles | و أنتي وقعي هنا و هنا حسنا من السلطة المخولة لي من نقابة المحامين للولاية العظيمة في أوهايو |
Ve kötülüğü biliyorum.Hocanın Birliğinin başındayım. | Open Subtitles | وأنا أعرف الشرّ فأنا رئيسة نقابة المعلمين |
Az önce öğrenmenler Birliğinin başkanını öğleden sonra gelmesi için ayarladım. | Open Subtitles | حصلت للتو علي موافقة رئيس نقابة المعلمين للعرض هذه الظهيره |
İş Birliğinin mucizesi: Enerjiyi, insana özgü çabalarda zekâyı artırır. | TED | معجزة التعاون: تضاعف طاقة وكفاءة الجهود البشرية. |
Arkamda gördüğünüz videoda büyük, taş benzeri, eğri büğrü şeyler var, Bunlar iş Birliğinin sonuçları. | TED | الآن، الفيديوهات المعروضة خلفي والتي تُظهر مخلوقاتٍ عملاقة متذبذبه وشبيهة بالحجارة هي نتاج التعاون مع تلك الوحوش. |