Tüm bu bilgisayarlar kimin, ne kadar Bitcoin'e sahip olduğunu topluca tasdik ediyor. | TED | كل أجهزة الحاسوب هذه تؤكد بشكل مشترك من يمتلك أي بيتكوين. |
Kodlama, çizelgeye uygun olarak yeni Bitcoin oluşturmaya göre tasarlandı. | TED | حسنًا،إن الرمز مصمم لعمل بيتكوين جديدة وفقًا لجدول. |
Herkes Bitcoin madencisi olabilir. | TED | أى شخص من الممكن أن يصبح عامل منجم بيتكوين. |
Bir anda beni soru yağmuruna tuttular: "Bitcoin mi? Etheryum mu?" | TED | وقد بدؤوا إمطاري بأسئلة ذات إجابتين فقط، مثل: البيتكوين أم الإيثيريوم؟ |
Bu benim Bitcoin hesap adresim. | Open Subtitles | هذا عنوان حساب محفظتي الإلكترونية |
Siteyi açtığımızdan beri Bitcoin girişinin iki katına çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | هذا يعني أن دخلنا من البيت كوين تضاعف منذ عاد الموقع |
Bitcoin, kriptografik kodlama ile dijital para birimi oluşturan bir teknoloji. | Open Subtitles | بيتكوين هي التكنولوجيا التي تستخدم أكود التشفير لإنشاء العملة الرقمية |
Bitcoin İpek Yolu için ideal para birimiydi çünkü anonimlik sağlıyor ve bankaların ve devletin kontrolü dışında işliyor. | Open Subtitles | بيتكوين كانت عملة مثالية لطريق الحرير لأنها تسمح بعدم الكشف عن الهويه ولأنها خارج سيطرة البنوك والحكومات |
Selefim kurdu. Anladığım kadarıyla fikir Tor ve Bitcoin'i birleştirip anonim bir pazar oluşturmaktı. | Open Subtitles | مما أفهمه أنها كانت الفكرة الأصلية للجمع بين بيتكوين وتور |
Green'in kanlı cesedinin fotoğrafı ödemeyi Bitcoin ile yapmış olan KKR'ye gönderildi. | Open Subtitles | الذي دفع للمشاهدة بعملة بيتكوين سيكون هناك خمسة قتلة مأجورين مزعومين |
Aynı anonim e-posta sunucusu, aynı Bitcoin adresi. | Open Subtitles | نفس ملقم البريد الإلكتروني المجهول نفس العنوان بيتكوين |
Bunu, izlenemez bir hesaba aktarmıştır, sonra gemilerin masrafını ödemek için Bitcoin ağını ayarlamıştır. | Open Subtitles | وقال انه قد نقله إلى حساب لا يمكن تعقبها، ثم رتبت لسلك بيتكوين لدفع السفن. |
Bu saklı internetin temelini "Bitcoin" adlı sanal para birimi oluşturuyor. | Open Subtitles | لإنشاء هذا السوق المفتوحة على مصراعيها وترتكز هذه الإنترنت المخفية علي "عملة افتراضية تسمى "بيتكوين |
Bitcoin ile polis tarafından izlenmesi neredeyse imkansız olan anonim alışverişler yapılabiliyor. | Open Subtitles | "Bitcoin" بيتكوين تقدم عمليات تجارية مجهولة المصدر والتي يمكن أن يكون من المستحيل تقريبا للشرطة أن تتعقبها |
Gönderici Bitcoin kodunu "blok zinciri" adlı hesap defteri üzerinden alıcıya iletir. | Open Subtitles | المرسل يقوم بإرسال أكود بيتكوين الخاصة به "block chain"من خلال دفتر أستاذ يسمى للوصول إلى المتلقي |
Bitcoin'den ödeme aldıysa, bunu asla izleyemez, asla emin olamazdık. | Open Subtitles | "لو تم الدفع لها في "بيتكوين فلن نتمكن من تعقبه فلن نتمكن من التأكد |
Bitcoin var. Bitcoin satıyoruz. | Open Subtitles | .لديّنا بيتكوين هنا، بيتكوين للبيع |
Fakat bitcoinde de bir problem olduğunun farkına vardılar. Çünkü her Bitcoin transferi, aslında herkesin gözü önünde muhasebe altında tutuluyor. | TED | ولكن أدركوا بعد ذلك أن ثمَّة مشكلة ما بعملة بيتكوين، لأن كل صفقة تتم بعملة البيتكوين تُسجل علنًا في دفتر حسابات عام. |
Oturduğum sokaktaki suşi restoranında Bitcoin kullanılabiliyor. | TED | إن مطعم السوشي المتواجد في شارعي يقبل البيتكوين. |
Bu benim Bitcoin hesap adresim. | Open Subtitles | هذا عنوان حساب محفظتي الإلكترونية |
Cüzdanımda 800 Bitcoin vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي 800 بيت كوين في محفظتي |
Pekala, her kimsen, öğleye kadar parayı Bitcoin hesabımda görsem iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, كائناً من كنــُت, أفضل أن أرى الوديعة قريباً في حسابي في البيتكون أو سيكون جيمس |
İpek Yolu'nun başarısı büyük ölçüde Tor ve Bitcoin'in yenilikçi birleşiminden kaynaklanıyordu. | Open Subtitles | كان نجاح طريق الحرير إلى حد كبير نتيجة لمزيج مبتكر من تور وبيتكوين |
- Bitcoin sürücün var mı? | Open Subtitles | هي عملة إلكترونية بشكل كامل تتداول عبر الإنترنت فقط " عصا (بيت كوين). |
Bay Stack'i Bay Bitcoin olmaktan dolayı tutukluyorum. | Open Subtitles | لا, سأعتقل السيد (ستاك) لكونه السيد (بيتكوين) |