Bu evde olup biten her şeyi bildiğimi bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل تظنين أني لا أعرف كل شيء يدور في هذا المنزل ؟ |
Görünüşe bakılırsa, bu köhne otelde olan biten her şeyi duyuyorum. | Open Subtitles | يبدو أني أسمع كل ما يدور في مقلب النفايات هذا. |
Bu hukuk bataklığında karanlıktayım. Olup biten ne, fikrim yok. | Open Subtitles | أنا هنا في الظلام مع هذه الهراءات القانونية وليس لدي أية فكرة عما يدور حولي |
Güvenlik incelemesi görüşmesinde bize iki yıl önce biten son ciddi ilişkinden bahsetmişsin. | Open Subtitles | الآن، أنتِ أخبرتينا في مقابلة الفحص. بأن علاقتكِ الجدية الأخيرة إنتهت قبل سنتين. |
Sonra şekerim bana başka bir elemanla ilişkisi olduğunu söyledi, kötü biten bir ilişki, bu yüzden kalbi kırılmış. | Open Subtitles | ولكن بعدها أخبرتني السكرة بأن لديها علاقة كبيرة مع فرخة ملعوقة أخرى والتي إنتهت بشكل سيئ ، لذا فقلبها مكسور |
Bu mutlu sonla biten hikâyelerde hep başkalarına anlatılmalıydı. | Open Subtitles | هذه القصص ذات النهايات السعيدة يجب أن تروى للآخرين |
"Bir kiremiti kaldırdım ve olan biten ne varsa gözlerimin önündeydi." | Open Subtitles | أزلت جزءاً من قرميد السقف وإستطعت أن أرى كلّ شيء كان يحدث ، هناك أمامى تماماً |
Bu bölgelerde olup biten herşeyi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة كل شيء يمكنك إخباري به عما يدور في تلك الأماكن. |
Sokaklarda olan biten her şeyi yapanlardan daha iyi biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف الكثير عما يدور في الشوارع أكثر من الفئران نفسها |
Olan biten hakkında hiçbir fikri olmayan biri olarak. | Open Subtitles | بكونه غبي و لا يملك أدنى فكرة عما يدور هنا |
Başbakan burada olacak ve burada olan biten her şeyi değerlendirecek politikalarını ona açıklayabilirsin. | Open Subtitles | القائد العام سيكون هنا وسيقيّم كلّ شيء يدور هنا |
Ve olup biten aslında çok basit bir yanlış hesaplama. | TED | هناك جهل بمنطق الرياضيات يدور هنا. |
Sonra şekerim bana başka bir elemanla ilişkisi olduğunu söyledi, kötü biten bir ilişki, bu yüzden kalbi kırılmış. | Open Subtitles | ولكن بعدها أخبرتني السكرة بأن لديها علاقة كبيرة مع فرخة ملعوقة أخرى والتي إنتهت بشكل سيئ ، لذا فقلبها مكسور |
Kötü biten bir ilişkisi olduysa her gün mutlu gelinlerle uğraşmak öfkesini arttırabilir. | Open Subtitles | إن هي كانت في علاقة إنتهت بألم كبير، و تعاملها كل يوم مع أسعد العرائس،هذا من شأنه أن يثير غضبها |
Bunun gibi biten bir çok ilişkim oldu. | Open Subtitles | كان لديَ العديد من العلاقات إنتهت على هذا النحو |
Bu Teksas'ta biten bir polis kovalamacasına dönmüş askeri yetkililer çatışmada siyahi karşıtı şüpheliyi öldürmüş. | Open Subtitles | و ذلك أدى إلى مطاردة للشرطة إنتهت في تكساس حيث قتلت السلطات المشتبه به و كان شخص أبيض متعصب خلال تبادل إطلاق نار |
Mutlu sonla biten öykülerle ilgileniyorsanız burada aradığınızı bulamayacaksınız. | Open Subtitles | إن كنتم مهتمين بالقصص ذات النهايات السعيدة، فمن الأفضل أن تكونوا في مكان آخر. |
Onun kafasında olup biten bir şey için kendini suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومى نفسك على ما كان يحدث في داخل عقله |
Yaklaşık 20 dakika önce biten kira sözleşmemde de belirtilen depozito bedelinden kesti. | Open Subtitles | لقد اخذته من مبلغ تأمين الايجار الايجار الذي انتهى قبل حوالي ٢٠ دقيقه |
Bence sonu intiharla biten her plan muhtemelen biraz boktandır, evet. | Open Subtitles | أعتقد أن أي خطة التي تنتهي مع الانتحار ربما مبعثرة, نعم. |
Hele kayıpla biten bir haftasonundan sonra, pazartesileri, ihtiyaçları muazzam olur. | Open Subtitles | و عند قدوم صباح الأحد و هم يخسرون الأموال يكون لديهم طلبات كبيرة يجب أن يحصلوا عليها |
Olan biten her şeyi haber ver. | Open Subtitles | لتراقب كلّ شيء. تُخبرنا بنمط تحرّكاتهم. |