Soğuk Savaş'ın henüz bitmediğini bilmenizi istiyor. | Open Subtitles | يريدك أن تعرف أن الحرب الباردة لم تنتهي. |
O tapuyu gördüğüm anda, hiçbir zaman bitmediğini anladım. | Open Subtitles | اللحظةالتيرأيتفيه هذا المستند, عرفت ان العلاقة لم تنتهي |
Ben sadece bitmediğini duymak istedim. Demek istediğim... | Open Subtitles | أردت أن أخبرك بأن الأمر لم ينتهِ ...أعني |
- Bu da daha bitmediğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ الأمر لم ينتهِ بعد. |
Hey, başka kim sivil savaşın daha bitmediğini, yalnızca ara verildiğini düşünüyor? | Open Subtitles | من أيضاً يعتقد أنّ الحرب الأهلية لم تنته وأنّ ثمة جولة ثانية؟ |
Savaşımızın hala bitmediğini unutmuş gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تنسى أن حربنا لم تنته بعد |
Dışarıda olduğu müddetçe, bu işin bitmediğini farzetmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | طالما أنه لازال حراً، فلابد أن نفترض أن الأمر لم ينتهي بعد |
Eğer ortaya çıktıysa, bu işin henüz bitmediğini gösterir. | Open Subtitles | إذا حطّ على الأرض ، يعني أن هذا لم ينتهي بعد |
Savaş daha yeni başlıyor. Mücadele etmek isteyen insanlara savaşın bitmediğini göstermeliyiz. | Open Subtitles | هذه الحرب بدأت بالفعل يجب أن يعرفوا أن الحرب لم تنتهي |
Bu hâlâ kendime gelemediğimi ve hikâyenin daha bitmediğini gösterir. | Open Subtitles | هذا يعني فقط أنني لم أتحسن. وهذه الحكاية لم تنتهي بعد. |
Bölüm yarışmasını kaybettiğimizde bile ve bu kesinlikle Marley'nin suçu değildi Finn her şeyin bitmediğini söylemişti. | Open Subtitles | حتى بعد أن خسرنا السكشنولز الذي لم يكن خطاء مارلي فين قال لنا بأنها لم تنتهي |
Üzgünüm bana neyin bitmediğini hatırlatabilir misin? | Open Subtitles | عذرًا، ذكرني بما لم ينتهِ بعد؟ |
Çünkü bana henüz bitmediğini söyledin. | Open Subtitles | لأنك أخبرتني أن الأمر لم ينتهِ بعد |
- Ona bu işin bitmediğini söyle. | Open Subtitles | -وأخبريه أنّه لم ينتهِ الأمر |
Savaşımızın hala bitmediğini unutmuş gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تنسى أن حربنا لم تنته بعد |
Savaşın bitmediğini, onların bizim gibi savaşçılara ihtiyaçları olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول, "الحرب لم تنته, وإنهم يحتاجون إلى مقاتلين مثلنا." |
Görevin bitmediğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف ان المهمة لم تنته بعد، |
Polislerin yanıldığını, olayların bitmediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني بأن الشطة على خطأ وأن الأمر لم ينتهي بعد. |
İşinin bitmediğini biliyorduk Gibbs. - Ortaya çıkması an meselesiydi. | Open Subtitles | (لقد عرفنا أنة لم ينتهي بعد (غيبس كانت مسألة وقت فقط |
Bu işin bitmediğini tahmin ediyorduk ve haklıydık, o yüzden John Bradley ile çalışanları bulmak için gizlice soruşturmayı sürdürdük. | Open Subtitles | و نحن جميعا نعلم من قلوبنا ان الأمر لم ينتهي بعد و انظر ، لقد كنا محقين حتى و ان كان ذلك بطريقة غير منهجية لقد بقينا نتجسس حتى نعلم من الذي يعمل مع (جون برادلي) |