| - Bu çok güzel. Her şeyin bitmesi için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | هذا جيد ، لا يسعنى الانتظار حتى ينتهى هذا الامر بأكمله |
| Ruh eşim olsaydı bu birlikteliğin bitmesi gerekmezdi, değil mi? | Open Subtitles | لو كان شريكا ورفيقاً للروح فلا يجب ان ينتهي الأمر |
| Tek, bildiğim her şeye rağmen savaşın bitmesi ve birlikte olmamızdı. | Open Subtitles | كل ما عرفته كان ذلك بالرغم من كل الظروف عند انتهاء الحرب سنكون مع بعضنا ثانية |
| Joe! Böyle bitmesi gerekmiyor! Beni duyabildiğini biliyorum! | Open Subtitles | جو ، ليس علينا أن ننهي الأمر الآن أعلم بأنك تستطيع سماعي |
| Daha yeni fark ettim ki, aramızdakilerin öyle bitmesi nedeniyle senden adam gibi bir özür dilememişim. | Open Subtitles | أدركت بأني لم آخذ الوقت لاعتذر عن طريقة إنتهاء الأمور بيننا |
| Kurşununun bitmesi ölmene neden olabilir. Ayrıca seni aptal gösterir. | Open Subtitles | نفاذ الرصاصات منك قد يودي بحياتك، ويجعلك تبدو غبياً كذلك. |
| Bu günün bitmesi için sağ elimi feda edebilirdim. | Open Subtitles | سأضحي بيدي اليمنى لينتهي هذا اليوم |
| Her gece yattığımda bunun artık bitmesi için dua ediyorum. | Open Subtitles | كل ليلة كنت اذهب للفراش واصلى حتى ينتهى هذا |
| Sadece gözlerimi kapattım ve en kısa sürede bitmesi için dua ettim. | Open Subtitles | اغمضت عينيا فقط و دعوت ان ينتهى الامر قريبا |
| Yine de bu şekilde bitmesi çok kötü oldu. | Open Subtitles | انه لشئ فظيع أن ينتهى .... بهذة الطريقة . مع ذلك |
| - Bunun iyi bitmesi mümkün değil. - Adamımız bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | ــ لن ينتهي الأمر بخير ــ هذا هو الرجل, صحيح ؟ |
| Her şey bir toplantıyla başladı. Yine bir toplantıyla bitmesi mantıklı. | Open Subtitles | كل الأمر سيبدأ بأجتماع،لذا سيكون من المنطقي أن ينتهي الأمر بهذه أيضاً. |
| Ancak bu şekilde bitmesi gerektiği anlamına gelmez. Biz aileyiz. | Open Subtitles | لكنْ هذا لا يحتّم أنْ ينتهي الأمر بهذا الشكل فنحن عائلة |
| Tek, bildiğim her şeye rağmen savaşın bitmesi ve birlikte olmamızdı. | Open Subtitles | كل ما عرفته كان ذلك بالرغم من كل الظروف عند انتهاء الحرب سنكون مع بعضنا ثانية |
| 56 yaşında olmam demek aşk hayatımın da bitmesi değil. | Open Subtitles | اشهد بأنني لأني بلغت السادسة والخمسية هذا لا يعني انتهاء حياتي العاطفية |
| Mantonun bitmesi için sabahlamalarını istemiştik ya. | Open Subtitles | اضطررنا إلى العمل في وردية ليلية لنتأكد من انتهاء المعطف |
| Çünkü bundan daha iyi bir şekilde bitmesi gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنني أشعر حقاً أنه يجب أن ننهي ذلك ، افضل من هكذا |
| Katın bitmesi için bu bölümde ki işimizi bitirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا فقط أن ننهي هذا القسم هنا وسننتهي من المستوى بأكمله |
| Grevin bitmesi bir şeyi değiştirmiyor. Talimatlar aynen devam ediyor. | Open Subtitles | إنتهاء الإضراب لا يغير شيئاً، الأوامر كما هي |
| Daha yeni fark ettim ki, aramızdakilerin öyle bitmesi nedeniyle senden adam gibi bir özür dilememişim. | Open Subtitles | أدركت بأني لم آخذ الوقت لاعتذر عن طريقة إنتهاء الأمور بيننا |
| Sürenin bitmesi ihtimaline karşı hapiste de gözümüz olmalı. | Open Subtitles | أحتاج الى عيون في ذلك السجن في حالة نفاذ الوقت بسرعة أنا أتفق معك . |
| Bu işin bitmesi için sadece iki yol var... | Open Subtitles | هنالك طريقتان لهذا الأمر لينتهي: |
| Binadaki anten direğinin bu gece bitmesi için fazladan çalışma gerekiyor. | Open Subtitles | شهر آخر وسننتهي السارية التي على هذا المبنى تحتاج لعمل إضافي, يجب أن تنتهي الليلة |
| Bunun seni vurmamla bitmesi gerekmiyor. | Open Subtitles | هذا ليس من واجبه أن ينتهي بي الى قتلك. |
| Isinin bitmesi an meselesi dostum. | Open Subtitles | أنت على وشك الخروج من الكوكب يا صديقي |