Bu Roddy Farthingale'nin cesediyse, Joss Bixby'nin değil o zaman. | Open Subtitles | هذا هو الجسم من رودي فارثينجالي، ثم، وليس جوس بيكسبي. |
Bana tatlı dil dökme. Taksinin garaja dönmesi gerek. Bixby bekliyor. | Open Subtitles | بيكسبي ينتظر ليأخذها اذهبي لهناك وإلا سأبلغ عنك |
Ben de tekrar Bixby'deki hamburgercide çalışmaya başladım. | Open Subtitles | لذا , انا يدعم العمل في اربي أسفل في بيكسبي |
Teğmen Bixby karısından 50 dolarlık piyango bileti almasını istiyor. | Open Subtitles | يريد الملازم بيكسي من زوجته ان تدفع خمسين دولار لتذاكر اليانصيب |
Bixby nefes almaya devam ettikçe sen de Swopes olarak kalacaktın. | Open Subtitles | في حين رسم بيكسي التنفس، سوف تكون إلى الأبد سوبس |
Bixby'deki yerde iş buldum. | Open Subtitles | هابطة إدارة شغل ذلك المكان أسفل في بيكسبي. |
İşin garibi, uluslararası ilişkiler konusunda Miss Bixby Hills'e danışmamaya karar vermiş. | Open Subtitles | من الغريب انه قرر الا يتشاور مع ملكة جمال بيكسبي هيلز حول العلاقات الدولية |
Cinsel açıdan maceraperest ve kocasını aldatan Juliana'yla gündüzleri hoparlör satıcısı, geceleriyse casus olan Clive Bixby. | Open Subtitles | مغامره مثيره مع جوليانا وكلايف بيكسبي بائع متحدث اثناء النهار جاسوس اثناء الليل |
Bruce de Bixby'ye sahtekâr dedi. | Open Subtitles | بروس حصلت عليه في رأسه لاستدعاء بيكسبي رجل غشاش. |
Joss Bixby, senin yaşarken olabileceğinden, ölüyken daha da adam. | Open Subtitles | جوس بيكسبي أكثر من رجل ميت مما كنت سوف تكون على قيد الحياة من أي وقت مضى. |
Belki dostun Bixby de bu işin içindeydi. | Open Subtitles | ربما كان بال الخاص بك بيكسبي في على ذلك. |
Bruce'yi halletmiş olmanın önündeki tek engel, Joss Bixby idi. | Open Subtitles | وبعد تأطير بروس، الشيء الوحيد الذي وقفت في طريقك كان جوس بيكسبي. |
Neden Bixby'i aramıyorsun? | Open Subtitles | إن "والتر" عنده راديو لماذا لا تطلب البوليس في "بيكسبي" ؟ |
Bixby'e kadar 60 kilometre yolu yürüyecek misin? | Open Subtitles | ماذا ستفعل ؟ ستمشي 38 ميل إلى "بيكسبي" ؟ |
Fakirin Bill Bixby'si gibiydi. | Open Subtitles | كان مثل a poor man's Bill Bixby. *اسمفيلمللمثلبيل بيكسبي* |
Bixby ile ilgili, değil mi? | Open Subtitles | مرحبا, هذا حول بيكسبي, أليس كذالك? |
Daha kötü olabilirdi 1927 yılında ve senin adın Ruth Bixby, seninki de May Smith olabilirdi | Open Subtitles | قد يحدث الأسوأ قد يكون عام 1927 " وقد يكون إسمك " روث بيكسبي |
Ajan Bixby, Buradan sonra ben hallederim. | Open Subtitles | عميل بيكسي سأتولى الامر من هنا. |
Sanırım Bixby ile tanışmıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنني التقيت بيكسي. موجز. |
Cumartesi akşamı, Bixby'yi panayır alanında görmüştüm. | Open Subtitles | ليلة السبت، رأيت بيكسي في أرض المعارض. |
Bixby, herkese "babalık" demeye alışmıştı. | Open Subtitles | أثرت بيكسي على هذه العادة من دعوة الجميع "الرجل العجوز" |