Bir yerlerde... yakınlarda bir yerlerde bize yardım edebilecek bir adam var. | Open Subtitles | مكان ما.. يوجد الرجل الذى يمكنه مساعدتنا |
Oralarda biryerlerde bize yardım edebilecek birilerini bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك العثور على شخصٌ ما بالخارج يمكنه مساعدتنا |
Galiba, üyelerden biri bize yardım edebilecek gibi. | Open Subtitles | لقد تبيّن أنّه هناك عضو في النادي يمكنه مساعدتنا |
Nihayet, evlilik vizesi için bize yardım edebilecek biri çıktı. | Open Subtitles | واخيرا, شخص ما يستطيع مساعدتنا في الحصول على فيزة زواج. |
Ahbap, şunlar için bize yardım edebilecek kimseyi tanıyor muyuz? | Open Subtitles | يا صاح، أنعرف شخصاً يستطيع مساعدتنا مع أسطح طبخ غير صحية. |
Parlementodan bize yardım edebilecek güçte biri buraya geldiğinde konuşacağım. | Open Subtitles | حينما يأتي شخص من البرلمان إلى هنا صاحب سلطة و إرادة لمساعدتنا عندها سأتكلم |
Ama bize yardım edebilecek birileri olmalı. | Open Subtitles | و لكن ربما هنالك من يمكنه المساعدة |
Çünkü şu anda bize yardım edebilecek tek bir kişi var; o da Jacob. | Open Subtitles | لأنّه لا يوجد إلاّ شخص واحد يمكنه مساعدتنا الآن |
Dışarıda bize yardım edebilecek kimse olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | كل ما اقوله انه لا احد بالخارج يمكنه مساعدتنا |
Bu olayda bize yardım edebilecek biri varmış. | Open Subtitles | يقول أن لديه شخصا يمكنه مساعدتنا في هذه القضية |
bize yardım edebilecek kişi Nice'e yakın yaşıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الرجل الذي يمكنه مساعدتنا يعيش بالقرب من نيس |
Al, birileriye konuşmamız gerek, bize yardım edebilecek birileriyle. | Open Subtitles | آل، علينا ان نتحدث مع شخص شخص يمكنه مساعدتنا |
bize yardım edebilecek tek kişi var ve o da Bay Peabody. | Open Subtitles | هناك شخص وحيد يمكنه مساعدتنا وهو السيد بيبودي |
Anneme ulaşamıyorum, denedim. Ama bize yardım edebilecek biri var. | Open Subtitles | ،لا يمكنني التواصل مع أمي، لقد حاولت لكن هناك احدهم يمكنه مساعدتنا |
bize yardım edebilecek, çok ama çok güçlü bir büyücü var. | Open Subtitles | ثمّة ساحر في غاية القوّة قد يستطيع مساعدتنا |
Tüm bu sorunlar arasında bize yardım edebilecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | مع كل هذه الاضطرابات يجب ان احصل على شيء ما يستطيع مساعدتنا |
Ama burada bize yardım edebilecek başka biri daha var. | Open Subtitles | لكن يوجد شخص آخر هنا قد يستطيع مساعدتنا. |
Bakalım bize yardım edebilecek kadar iyileşmiş mi. | Open Subtitles | لنرَ لو إستعاد عافيته بشكل كافي لمساعدتنا |
bize yardım edebilecek birisi var. | Open Subtitles | هناك شخص يمكنه المساعدة |
bize yardım edebilecek kişiyi tanıyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعلم للتو الشخص الذي يُمكنه مُساعدتنا |
Artık bize yardım edebilecek tek insanlar bu odada. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدين الذين يمكنهم مساعدتنا في هذه الغرفة |
Şu an da bize yardım edebilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك رجل واحد فقط الذي يمكن أن يساعدنا الآن |
Yani NZT konusunda bize yardım edebilecek biri. Yardım etmek isteyecek biri. | Open Subtitles | رأيتها شخصًا بوسعه مساعدتنا في شأن العقار، شخصًا سيودُّ ذلك. |