Bizim zaman çizelgemize göre çalışarak bize yardım etmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تُريد حقاً مساعدتنا للعمل فى الجدول الزمنى الخاص بنا ؟ |
Gerçekten bize yardım etmek istiyorsan kanıtla. Şu kahrolası parmaklıkları aç. | Open Subtitles | إذا كنت تودّ مساعدتنا فعلاً أثبت ذلك وافتح هذه القضبان اللعينة |
İçinde hâlâ iyilik olduğunu biliyorum. bize yardım etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ما زالت هناك طيبة بك أعلم أنّك تود مساعدتنا |
Sağlık sigortası şirketlerinin bize yardım etmek için var olduklarına inanıyordum. | Open Subtitles | أنا دائماً كنت أعتقد أن شركات التامين كانت دائماً هناك لمساعدتنا |
Tekno yıldızların bize yardım etmek için sıralandıkları nokta burası. | TED | وهنا حيث اقترنت نجوم التقنية بالفعل لمساعدتنا. |
Doğru kararı vermek için bize yardım etmek istiyor. Bizim için endişeli. Özellikle de benim için. | Open Subtitles | يريد أن يساعدنا على اختيار القرار الصائب هو قلق علينا, بالتحديد قلق بشأني |
Buraya sadece bize yardım etmek için gelmedin,değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تعد إلى هنا لتساعدنا فقط، أليس كذلك؟ |
Geçen yıl dileğimi duyurduğumda, yüzlerce insan ayağa kalktı ve bize yardım etmek istediklerini söylediler. | TED | حين أطلقت أمنيتي في السنة الماضية، مئات الناس وقفوا وقالوا أنهم يريدون مساعدتنا. |
Komünizm mücadelemizde bize yardım etmek istiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تريدين مساعدتنا في محاربة الشيوعية أليس كذلك ؟ |
Dinle,bence Dr Bela ona kötü davranmış,bu yüzden bize yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | اسمع , اظن بأن دكتور الشر قسى عليه بشكل سيء ولهذا قرّر مساعدتنا. |
bize yardım etmek ister misin, yada takım çalışması sadece oyuncular için mi geçerli? | Open Subtitles | هل تريد مساعدتنا ام يقتصر فريق العمل على اللعب فقط |
Eğer yetenek konusunda bize yardım etmek istersen belki bizde biblo için bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | اذا كان بالامكان مساعدتنا مع موهوبتنا فاننا قد نستطيع التوصل الى شيء من اجل ذلك التمثال |
Bu insanlar sadece bize yardım etmek ve iyi anlaştığımızı bilmek istiyorlar. | Open Subtitles | هولاء الناس يريدون فقط مساعدتنا والتأكد من أننا بخير سوية |
Ama Ned bize yardım etmek için yapıyor bizi Copeland bölümüne sokacak. | Open Subtitles | لكنه فعل هذا من أجل مساعدتنا في الوصول إلى جناح الكتب المحرمة لذا علينا مساعدته |
Ondan sonra da bize yardım etmek istemezseniz, size söz veriyorum, gitmekte özgürsünüz. | Open Subtitles | . إذا لا تثق فى مساعدتنا ، إذن أنت حر للذهاب . هذا وعد منى |
O her zaman bize yardım etmek için gökyüzünde olacak. | Open Subtitles | سوف يكون دائماً بالأعلى لأجلنا، لمساعدتنا. |
Buraya bize yardım etmek için geldiğin söyleniyor. | Open Subtitles | تيس قال أنك ستذهب في رحلة للبحث عن الكتاب لمساعدتنا |
Buraya bize yardım etmek için geldiğin söyleniyor. | Open Subtitles | تيس قال إنك ستذهب في رحلة للبحث عن الكتاب لمساعدتنا |
Adam yardıma hazır görünüyordu ve bize yardım etmek istedi. | Open Subtitles | وكان متعاون للغاية وكان يريد أن يساعدنا |
Hükümete karşı verdiğimiz mücadelede bize yardım etmek için buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا لتساعدنا في حربنا ضد الحكومة |
Çünkü bu bir cinayet soruşturması, efendim, ve kanunen bize yardım etmek zorundasınız. | Open Subtitles | لأن هذا تحقيق في جريمة قتل سيدي. وأنت مطالب قانوناً أن تساعدنا. |
bize yardım etmek pek eğlenceli değildir. Bayan Margaret Schegel için yapabileceğim her ne varsa bu bir zevk ve ayrıcalıktır. | Open Subtitles | ـ ليس من المتعة أن تحاول مُساعدتنا ـ متعة؟ |