Şayet bizi oraya götürmezseniz, ikimiz yalnız kalırız. | Open Subtitles | إذا كنت تأخذ لنا هناك ونحن سوف تكون وحدها. |
Ya alanı temizlemek için bizi oraya yönlendirdiyse? | Open Subtitles | ماذا لو انه يحول لنا هناك لتطهير المنطقة؟ |
bizi oraya güvenli bir şekilde ulaştırabilirsen, araba senindir. | Open Subtitles | إذا لنا هناك تماما، وذلك هو سيارتك. |
bizi oraya götürün dedin. | Open Subtitles | قلت، "مكوك لنا في." |
bizi oraya götürürsen arabayı alırsın ve ne yapacaksan yaparsın. | Open Subtitles | لو أوصلتنا إلى هناك بأمان، يمكنك أخذ سيارتها وفعل ما تريده |
Fakat şurada söylüyorum, devlet bizi oraya götürmeyecek. | TED | ولكني اؤكد لكم ان الحكومة لن تأخذنا الى هناك |
bizi oraya birkaç kez davet etti, ancak... | Open Subtitles | ودعا لنا هناك بضع المرات، ولكن... |
Götür bizi oraya. | Open Subtitles | خذ لنا هناك. |
bizi oraya vaktinde ulaştırıyorsa, ona duacıyım. | Open Subtitles | إذا أوصلتنا إلى هناك في الوقت المناسب، أنها تحظى بمباركتي. |
bizi oraya götürdüğünde. Kendini kanıtlaman lazım, değil mi ya? | Open Subtitles | عندما تأخذنا الى هناك عليك أن تثبت نفسك |
bizi oraya götürebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تأخذنا الى هناك. |
Yakın bir arkadaşım Gene Cernan, şöyle demişti, "Eğer aya gidebilirsem --" aya giden son insan -- "hiçbir şey, hiçbir şey imkansız değil." Tabi ki, bizi oraya götüren kişi olarak hep devleti düşündük. | TED | هنا في الصورة " جين سيرنان " وهو صديق حميم لي قال " ان استطعت ان اطأ سطح القمر .. فانا استطيع ان اقوم بأي شيء آخر " وهو آخر من وطأت قدماه سطح القمر .. ونحن نعتقد ان الحكومة وحدها هي القادرة على ان تأخذنا الى هناك |