İpek böceği. Bloomingdale's mağazasında bulunur. | Open Subtitles | من فراشة الحرير البرية التي تتجول في بلومنجدال |
Sonra da Bloomingdale'deki üstlerime rapor veriyorum. | Open Subtitles | ثمّ أَرْجعُ لإخبار رؤسائِي في بلومنجدال. |
Nerdeyse, Bloomingdale'deki yürüyen merdivende bile kusuyorsun.Tanrı aşkına. | Open Subtitles | خاصة ً أنتِ تتقيأين على السّلّم المتحرك فى متجر "بلومينجدال"! |
Bloomingdale'de, suyun ısınmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كنت في محل "بلومينجدال"، في انتظار أن تسخن المياه. |
Jerry, Bloomingdale'in idareci eğitim programı hakkında çok iyi şeyler duyduk | Open Subtitles | جيري، أسمع كلاماً طيباً عن برنامج بلومنغديل للتدريب الاداري. |
Cep telefonu sinyalleri Bloomingdale'e hiç gelmediğini gösteriyor. | Open Subtitles | مزود الخدمة الخاص بهاتفها يُوضح بأنهالمتكنأبداًفي(بلومينغدايل) |
Özellikle bu tünel enteresan çünkü "Bloomingdale Insane Asylum"un ilk kuruluşunu gösteriyor. 1890 da yıkılmıştı; Columbia taşındığında. | TED | هذا النفق تحديداً مثير للأهتمام لأنه يظهر الأساسات الأصلية لمصحة بلومنجديل العقلية الذي تم هدمها في 1890 عندما إنتقلت كولومبيا للمكان. |
Bloomingdale'nin yakınında çizgi roman satan adamlardan biri olurum. | Open Subtitles | سأتحول إلى أحد باعة المجلات (المصورة خارج متجر (بلومنغدل |
Amerika'da bunları satan tek yer New York'taki Bloomingdale mağazası. | Open Subtitles | في أمريكا، والمكان الوحيد الذي يبيعها هو متجر "بلومينغديلز" في نيويورك. |
Ben Rachel Greene, Bloomingdale'den. | Open Subtitles | انها رايتشل جرين، من بلومنجدال. |
Ben Rachel Greene, Bloomingdale'den. | Open Subtitles | انها رايتشل جرين، من بلومنجدال |
Julie ile Bloomingdale'e gitmek mi? | Open Subtitles | "ذهابك مع "جولي" إلي "بلومنجدال |
Monica'nın işyerinde öğle yemeği yiyordum bir adamla tanıştım Bloomingdale's de satın almada çalışıyor. | Open Subtitles | تغديت عند "مونيكا" وتقابلتمعرجل... الذي يعمل كا مشتري... في "بلومنجدال" |
Bloomingdale çalıştığım bölümü kapattı. | Open Subtitles | . بلومنجدال ازال قسمي. |
Bloomingdale çalıştığım bölümü kapattı. | Open Subtitles | بلومنجدال ازال قسمي |
Bloomingdale'de, suyun ısınmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كنت في محل "بلومينجدال"، في انتظار أن تسخن المياه. |
Dinleyin, Bloomingdale'de işten ayrılmak üzere olan bir arkadaşım var ve bütün indirimini kullanmak istiyor. | Open Subtitles | لدي صديق في "بلومينجدال" سيستقيل غداً و يريد أن يستغل خصمه الخاص |
Vicki Morgan, Alfred Bloomingdale'nin metresiydi... | Open Subtitles | سيدي القاضي، (فيكي مورجان) كانت ...(عشيقة (ألفريد بلومينجدال عذراً، سيدي القاضي (لا بأس، يا (آلان |
Şu Bloomingdale işi yeni bir dalga olabilir. | Open Subtitles | أما موضوع بلومنغديل ذاك قد يكون الموضة القادمة. |
Bence Bloomingdale'in yönetici programına katılmalı. | Open Subtitles | يناسبه برنامج بلومنغديل للتدريب الاداري. |
Kanada'da Bloomingdale mağazası yok. | Open Subtitles | فليس لديهم محل (بلومينغدايل) في كندا |
Bu mal teslimi değilse, açık Bloomingdale çeki veririm. | Open Subtitles | إن لم تكن هذه توصيلة، سوف أفتح لك حساب في محلات (بلومنجديل) |
Bloomingdale'nin orta yerindeyiz. Birisi görecek. | Open Subtitles | إننا في (بلومنغدل) وسيرانا أحد ما |
Bloomingdale bunlardan 200 tanesini sattı. | Open Subtitles | بلومينغديلز" باع 200 منهم". |