boğayı boynuzlarından yakaladın ve ufaklığın yardımıyla, sonunda bunu yapıyoruz. | Open Subtitles | سوف تسحبين الثور من قرونه وأنتى أيتها الجميلة سوف تفعليها |
Bu lanet altında iken, Daedalus'dan, boğayı kandırması için yardım istedi. | TED | وتحت تأثير هذا السحر، طلبت من دايدالوس مساعدتها لإغواء الثور. |
Şal değnekleri arenada kullanılır, boğayı başının altından yaralayacak metal uçları vardır. | Open Subtitles | العصا تستعمل في الحلبة لها طرف معدني لجرح الثور وخفض رأسه |
Bu nedenledir ki, matador boğayı kendisine doğru çekmek için pelerin kullanır. | Open Subtitles | لهذا الماتادور يستعمل الوشاح لجذب الثور له |
-Evet ama sen bi boğa değilsin . - Bir boğayı durdurabiliyorsam pekala treni de durdururum. | Open Subtitles | نعم ، ولكنك لست ثوراً يمكننى أن أُوقف ثوراً ومن ثم يمكننى أن أُوقف قطاراً |
Tamam. Şimdi boğayı oradan çıkarma yollarını deneyelim. | Open Subtitles | صحيح , والآن دعني أعلمك كيف تستغفل الثور |
Şimdi de geçen senenin şampiyonu, Caesar Geronimo kimsenin 3 saniyeden fazla süremediği bir boğayı sürecek. | Open Subtitles | والآن ها هو بطل السنة الماضية سيزار جورانمو امتطى الثور لأكثر من 3 دقائق |
" Bir gün 5 adam garip şapkalarıyla gelip en büyük boğayı dövüş için Madrid'e götürdüler. | Open Subtitles | في أحد الأيام جاء خمسة رجال يرتدون قبعات مضحكة لاختيار أكبر وأسرع واقسى الثور للقتال في مصارعة الثيران في مدريد |
Şuna bak Amy, Hayvan Hakları Derneği, boğayı insanî bir biçimde durdurduğu için Robert'a kart atmış. | Open Subtitles | انظري الى هذا آيمي جمعية الرفق بالحيوان أرسلت برقية شكر لروبرت تحييه على الطريقة التي أوقف بها الثور |
boğayı kandırmak için bilim adamları ustaca bir hile yapmış. | Open Subtitles | لكى يروا كيف يُمْكِنُ أَنْ يَخْدعوا الثور إستعملَ العلماءُ حيلة مبدعةَ |
boğayı boynuzundan yakala. Anlarsın ya? | Open Subtitles | إحصل على الثور بالقرن أنت تعرفين ما الذي أتحدّث عنه؟ |
Harika bir matador, boğayı bir darbede öldürür. | Open Subtitles | هذا المصارع الجيد لقد قتل الثور من طعنه واحدة |
Ayrıca boğayı şaşırtan mı yoksa bıçaklayan mı daha yakışıklı karar veremedim. | Open Subtitles | ولا أعرف من أكثر وسامة ، الرجل الذي يخرج الثور أم الذي يطعنه |
Bu yetişkin boğayı boğmak, bir saatten uzun sürdü. | Open Subtitles | سيستغرق أكثر من ساعة لكي يغرق هذا الثور كامل النمو. |
Mitras'ın bir boğayı avlayıp öldürmesinin tasvirinin Mitraikler için önemi Hıristiyanlar için çarmıha germenin önemiyle aynıdır. | Open Subtitles | وصف ميثرا هو صيد و قتل الثور بالنسبة لهم |
- O sayılmaz. - Hayır. boğayı öldürmek yanlış bir şey. | Open Subtitles | ـ لم يكن هذا في الحسبان ـ كلا، قتل الثور شيء خاطئ |
Kralım, bu boğayı ormanda yakalayalı... daha sadece iki gün oldu. | Open Subtitles | مولاي، مضى يومان منذ اصطيادنا لذلك الثور في الغابة |
O mekanik boğayı olabildiğince çabuk alıp çocuk parkını yenebiliriz. | Open Subtitles | رائع، نستطيع الحصول على الثور الميكانيكي بأسرع وقت ونحطم حوش الأطفال |
İşte ihtiyar Barney. Bir boğayı bile ellerinle devirebileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | إنه بارني العجوز لقد قلت إن بوسعك أن توقف ثوراً بيديك العاريتين |
boğayı beslemeye geldiğinde boğa onu boynuzlamış. | Open Subtitles | لقد نُطح عندما كان يطعم الثّور |
Bir boğayı öldürmek için bir gün harcayan vaqueros gördüm. | Open Subtitles | أتصور أن المنتصرين يقضون اليوم بطوله لمجرد أن يقتلوا ثورا واحدا |
Bu yıl boğayı taşaklarından yakalayacağız... ve o kdeğersizleri kampüsten atacağız. | Open Subtitles | هذه السَنَةِ سَنَمْسكُ الثورَ بالكراتِ ونرْفسُ أولئك الفاسقون منْ الحرم الجامعي! |