Konuş yoksa boğazını keser, kasabın çengelinde asılmış domuzlar gibi kanının süzülmesini seyrederim.. | Open Subtitles | تكلّم، وإلا سأقطع حنجرتك وأتركك تنخرط في دمائك كالخنزير أثناء وقت ذبحه |
Onun evinde kan dökemem ama dışarıda senin boğazını keseceğim | Open Subtitles | لن أريق الدمِاء في بيتها لكني سأقطع حلقك عما قريب |
Öyle ya da değil. Eğer öyle bir şeye kalkışırsa boğazını keserim. | Open Subtitles | سواءاً عنى ذلك أم لا، إذا وصل الأمر لهذا فسوف أنحر حنجرته |
Bir daha benimle böyle konuşursan adamlarım senin boğazını keserler! | Open Subtitles | إذا تحدثت إلى هكذا مرة أخرى سأجعل رجالى يقطعون عنقك |
Bay Fanning'in usturasını alıp boğazını kesmek için! | Open Subtitles | نعم ، يستعير موس الحلاّق السيد فايننغ ثم يقطع عنقه |
boğazını keseceğim onun. Oraya geleceğim, bağırsaklarını söküp boğazına tıkacağım! | Open Subtitles | سوف أقطع رقبته ، سوف أخرج أحشائه من قصبته الهوائية |
Yumruğumu gevşetip, pençemi açtığımda ise düşmanımın boğazını paramparça ederim! | Open Subtitles | وعندما افتح قبضتى تخرج المخالب وسيكون حلق اعدائى فى مخالبى |
Ve o kapıdan çıkarken bile hala boğazını işaret ediyordu. | TED | وكان حينها متجهاً الى الباب, كان مازال يشير الى حلقه. |
Tek ayak üzerinde dönüş yapan birisinin boğazını kesmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب أن تنحر عنق رجل وهو يؤدي حركة الدوران |
Ama stajyer genç biriydi, daha 3 haftalık, gergindi ve eteri uygularken Emma'nın boğazını tahriş etti. | TED | ولكن الطبيب المتدرب كان شابًا يافعًا لم يقض 3 أسابيع في الوظيفة كان متوترًا و أثناء حقنها بالكحول، تهيجت حنجرة إيما. |
Kımıldarsan boğazını keserim, o*ospu çocuğu. | Open Subtitles | حركة واحدة،يا إبن العاهرة، وأنا ساقطع حنجرتك. |
boğazını keseceğim, dilini koparıp bir kelebek yapacağım. | Open Subtitles | سأقطع حنجرتك وأنتزع لسانك من الفجوة وأعقدها على شكل ربطة العنق |
Bu saçmalıkların yüzünden adam ölürse babamın Federasyon Ordu kılıcıyla boğazını keserim. | Open Subtitles | إذا مات بسبب تهورك سأطعنك في حلقك بسيف جيش الاتحاد الخاص بوالدي |
Ve ben boğazını kestiğimde bunu ikimzden bir hediye olarak düşün. | Open Subtitles | لذلك عندما اجز حلقك فكر به على انه هدية من كلينا |
Şu anda zihnimde geri gidip boğazını parçalıyor ve dişlerimle damarlarını koparıyorum. | Open Subtitles | و الآن في أفكاري أعود و أقتلع حنجرته و أعصر عروقه بأسناني |
Geri döndüğümde tercihen boğazını kesip işleri daha da kötüleştirmek istemem. | Open Subtitles | يفضّل ألّا أضطر حين أعود إلى أن أبلّد السكّينة بنحر عنقك. |
boğazını da kesen bıçak kullanılmış gibi. | Open Subtitles | يبدوا بأنه مزق بنفس الشفرة التي قطعت عنقه |
Birkaç yıl önce, sırf karıma bakıyor diye bile boğazını keserdim. | Open Subtitles | منذُ سنوات قليلة كان عليّ أن أقطع رقبته لمجرّد النظر إليها. |
Bak, bu acemice kesik müstakbel kocan tarafından annenin boğazını keserken yapıldı. | Open Subtitles | اترين? هذا هو الجرح المتردد الذي قام به زوجك المستقبلي بينما قام بشق حلق امك |
O orospu çocuğuna, benimle bir daha konuşmaya çalışırsa boğazını keseceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ ذلك الساقط أنّي سأنحر حلقه لو حاول التحدّث معي مرّة أخرى. |
Ana caddede karının boğazını kesmelerine izin vermemek için kendimi zor tutuyorum. | Open Subtitles | أنا بهذا القرب من أن أجعلهم ينحرون عنق زوجتك بوسط الطريق الرئيسي. |
Bu or.spunun boğazını kesmeye o kadar yakındım ki. | Open Subtitles | اتعرف؟ انا كنت قريب جدا من حز حنجرة تلك الكلبة |
Kadının boğazını sıktığınızda neden heyecanlandığınızı öğrenmek istiyorum o kadar. | Open Subtitles | أريد أن أعرف لماذا تضع . يديك حول حنجرتها |
Parmaklarını ve boğazını kesen ya da göğsüne bunu kazıyan timsahlar değildi. | Open Subtitles | التماسيح لم تقطع أصابعها و تشق عنقها او تحفر هذا في صدرها |
Bu haldeyken, boğazını kesince dil kemiğinde çentik oluşur boyun arterleri de kesilir. | Open Subtitles | ذلك القطع عبر الحلق سيكون قد حزّ اللامي وشقّ الشريان السباتي الظاهر. |
- boğazını sıkarsın ve atarsın! | Open Subtitles | ما الذي تعنيه؟ تمسكها من رقبتها وترميها خارجاً |
Kurbanın boğazını öyle acımasızca keserler ki neredeyse kafasını kopartırlar. | Open Subtitles | إنهم يقومون بشقّ رقبة الشخص بقوة، ويكادون من قطع رأسه. |