| Laboratuvarda boğuşma izleri var, ama onu bulamadık. | Open Subtitles | هناك شواهد على صراع في المعمل لكن لا يمكنا العثور عليها |
| Gerçek bir boğuşma yaşanmış. Üç dakika sürmüş olmalı. | Open Subtitles | كان هناك صراع حقيقي لا بد انه دام ثلاث دقائق |
| boğuşma izleri var. Kurbanın sağ omzu yerinden çıkmış,.. ...kafatası çatlak. | Open Subtitles | حسناً، هناك آثار مقاومة كتف الضحية مخلوعة وجمجمتها كسرت |
| İlk polis raporuna göre zorla girme veya boğuşma izi yok. | Open Subtitles | لا دليل على الإقتحام عنوة أو الصراع وفقا لتقرير الشرطة الأولي |
| Kocan eve geldi, boğuşma oldu ve ateş edildi. | Open Subtitles | زوجك رجع للبيت، كان هناك كفاح وكان هناك طلقات. |
| Olay yerine gelen ilk memurlar, mutfakta ve ebeveyn yatak odasında boğuşma izleri bulmuşlar. | Open Subtitles | أول الواصلين من الضباط شاهدوا اثار للمقاومة في المطبخ وفي غرفة النوم الرئيسية |
| boğuşma belirtileri var. Caitlyn son bir kez tutup asılmış gibi. | Open Subtitles | آثار صراع , يبدوا بأن " كيتلين " قدمت سحبةً أخيرة |
| Eğer birşeyler söylemek gerekirse kaçırılmış olabilir, fakat hiç boğuşma izi yok.. | Open Subtitles | إذا خطر لي خاطر، فإني أشير إلى عملية اختطاف. لكن لا يوجد علامات صراع و مقاومة |
| boğuşma duyarsan, arkadan kaç, anladın mı? | Open Subtitles | إذا سمعتى أى صراع إهربى من الخلف ، مفهوم ؟ |
| Deri içinde morarma bulmazsam, boğuşma olmamış diyebilirim. | Open Subtitles | وحتى أجد كدمات في الأدمة، فلا توجد علامات على وجود صراع. |
| Komşuların sesten biraz şikayeti olmuş ama ne çığlık ne de bir boğuşma sesine dair bilgi yok. | Open Subtitles | كانت هناك شكاوى من الجيران بسبب الضوضاء ولا توجد تقارير عن صرخات أو دلائل على وجود صراع |
| Yüzbaşı Grady Renny'nin odasına girmiş. - Kısa bir boğuşma olmuş. | Open Subtitles | دخل الملازم جرادي ورينى الغرفة كان هناك صراع قصير |
| Öyle olmayabilir. Odada boğuşma izi yoktu. | Open Subtitles | ما كان هناك أيّ علامات مقاومة في الغرفة. |
| - boğuşma yok, uykusunda vurulmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك مقاومة, مما يدل على قتلها اثناء نومها |
| Ruhunda, içinde Tanrının bilgisi olan... ileri geri bir boğuşma vardı. Bu çatışma ile sen onu tanıdın. | Open Subtitles | هذا الصراع هو معرفة الرب بهذا الصراع عرفته |
| Bu ileri geri boğuşma ve ruhun mücadelesi... doğum yapan bir kadın gibidir. | Open Subtitles | هذا الصراع بين الامام و الخلف مثل امرأة لحظة المخاض |
| boğuşma izi yok. Etrafta kan izi yok. | Open Subtitles | لا علامات عن كفاح لا تناثر دم في المنطقة القريبة |
| Eğer ortada bir katil varsa, hiçbir parmak izi ve neredeyse hiç boğuşma izi bırakmadan girip çıkmış. | Open Subtitles | إذا كان هناك قاتل فقد دخل وخرج دون ترك أية بصمات وبالكاد أي أثر للمقاومة |
| Aralarında bir boğuşma olmuştur. Bayan Springer saldırganla baş edememiş ve göğsünden vurulmuştur. | Open Subtitles | كان هناك عراك الآنسة ً سبرينغــر ً ، كانت على موعد مع مبــاراة في ً الهـــوب ً |
| Peki çığlıktan önce ya da sonra bir boğuşma ya da herhangi bir tartışma duydunuz mu? | Open Subtitles | إذاً هل سمعت شجار ربما أو بعض أصوات الصراع قبل الصرخة ؟ |
| Çantanın boğuşma sırasında düştüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | اعتقدت ان تلك الحقيبة قد فكت أثناء نزاع, |
| Olay yerinde boğuşma izi yok. | Open Subtitles | لا يوجد اثر لصراع في مسرح الجريمة |
| boğuşma veya eve zorla girme belirtisi yok. | Open Subtitles | لا وجود لعلامات على وجود مقاومه او اقتحام |
| Adam güvenlik sistemini etkisiz hale getirmiş süpriz şekilde kadını koridorun sonunda yakalamış buradan kapıya kadar sürüklemiş. boğuşma izleri var. | Open Subtitles | فالرجل تجنب النظام الأمنى مفاجأة الزوجة بالقاعة الخلفية جرها لهنا لقد أمسكت بباب الدخول، علامة على النضال |
| Bu sakatlık, boğuşma senaryomuza uymuyor. | Open Subtitles | الإصابات غير متطابقة مع السيناريو الذي عملناه للصراع |
| boğuşma olmuş gibi görünmesi için ranzanın etrafını dağıttık. | Open Subtitles | أوقعنا بعض الأشياء حول السرير. جعلناه وكإنه كان شجاراً. |
| Boynundaki izler, boğuşma olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هناك آثار حبل على رقبتها تُشير إلى الخنق. |
| Bir damla bile kan ve boğuşma izi yok. | Open Subtitles | لا توجد قطرة من الدماء ، ولا أي أثر لنزاع |