-Ona yelek vermem gerek ama. Küvette boğuluyordu bir kere. | Open Subtitles | يجب أن أعطيه سترة نجاة إنه يغرق في مغسلة الحمّام |
Bir kulaç bile atamadı. Biz yetişene dek az daha boğuluyordu. | Open Subtitles | لم يكن يعرف السباحه وكاد بأن يغرق لولا بأننا لحقناه |
23 gün önce yarış esnasında sürat teknesinden düşerek kafasını vurdu. Neredeyse boğuluyordu. | Open Subtitles | "منذ 23 يوماً وقعت من على زورقٍ سريع وضربت رأسها، كادت أن تغرق" |
boğuluyordu ve onu sandalyesinin arkasından atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان يختنق بسبب عظمة وجعلته يرمي ينفسه من على مقعده |
Çikolata yüzünden boğuluyordu, ben de doğru... | Open Subtitles | لقد كانت تختنق من الشوكولاته، لذا كنت اقوم ب |
Kızın kamyoncuya küfür edecek hali bile yoktu... o an hızla dönen lastiklerin tozundan boğuluyordu. | Open Subtitles | هي حتى لم تكن تملك القوة لسبه وقد اختنقت من الغبار الذي خرج من شاحنته |
boğuluyordu... | Open Subtitles | كان على وشك الغرق |
Gemi alev almıştı, insanlar boğuluyordu. | Open Subtitles | كانت السفينة تحترق والناس يغرقون |
Arthur'u suyun altındayken gördüm, boğuluyordu ve karşısında, onun ölmesini izleyen bir kadın vardı. | Open Subtitles | لقد رأيت آرثر تحت الماء , و هو يغرق, و كانت هناك امرأة واقفة تنظر إليه. |
-Bu ne demek oluyor? -Çocuk boğuluyordu. | Open Subtitles | حقا لماذا كنت عنده الولد كان يغرق |
-Bu ne demek oluyor? -Çocuk boğuluyordu. | Open Subtitles | حقا لماذا كنت عنده الولد كان يغرق |
Kim olduğunu kestiremeyeceğim kadar karanlıktı ama boğuluyordu. | Open Subtitles | كانت مظلمة جدًا لرؤية من كان بالضبط... لكنه كان يغرق |
14 yaşındayken bir bot kazası geçirdi. Neredeyse boğuluyordu. | Open Subtitles | تعرضت لحادث قارب عندما كانت في الـ14, و كادت تغرق |
* Hayatını kurtardım, boğuluyordu az kalsın * | Open Subtitles | ? ? كانت تغرق, وأنا انقذت حياتها ? |
Gölde boğuluyordu. | Open Subtitles | ـ لا أعلم، كانت تغرق في البحيرة |
Yapmam gerekeni yaptım. O bebek boğuluyordu! | Open Subtitles | فعلتُ ما الذي كان عليّ فعله هذا الطفل كان يختنق |
Yaşlı adamın biri yemek yerken boğuluyordu, ben de hayatını kurtardım. Yok artık. | Open Subtitles | هذا الرجل الكبير كان يختنق من الطعام، و انقذت حياته |
- Ben senden daha fazla çalıştım. Sadece bir gün geç kaldım, onda da karım boğuluyordu. | Open Subtitles | لقد تأخّرت يوماً واحداً لأن زوجتي كانت تختنق |
Yani, boğuluyordu ve bir şey yapmadım. | Open Subtitles | حسناً، لقد كانت تختنق ولم أتدخل لمنع ذلك. |
Kızın kamyoncuya küfür edecek hali bile yoktu... o an hızla dönen lastiklerin tozundan boğuluyordu. | Open Subtitles | هي حتى لم تكن تملك القوة لسبه وقد اختنقت من الغبار الذي خرج من شاحنته |
Kapat çeneni Carlo, o zavallılar neredeyse boğuluyordu. | Open Subtitles | أصمت يا(كارلو)، تلك الإمرأتان العاجزتان كانتا قريبات من الغرق |
Gemi alev almıştı, insanlar boğuluyordu. | Open Subtitles | كانت السفينة تحترق والناس يغرقون |