Orada bir Boşanma davası görüşülüyor. | Open Subtitles | حيث بدأوا النظر فى قضية طلاق |
Fahişe Boşanma davası açtı. | Open Subtitles | قامت السافلة برفع قضية طلاق |
Eğer birlikte olmak istemiyorsanız, Boşanma davası açmalısınız. | Open Subtitles | إن كنتما لا تريدان البقاء معاً عليكما طلب الطلاق |
Boşanma davası açsana o zaman. | Open Subtitles | لا يروق لك الأمر هنالك طلب الطلاق |
Boşanma davası açtım da, kendime güvenim geri geldi. | Open Subtitles | لقد قدمت للتو أوراق الطلاق أشعر بقليل من الثقة |
Eğer o kızı seviyorsan beni terket, onunla Venedik'e git, Boşanma davası açacağım. | Open Subtitles | إذا تَحبُّ تلك البنتِ، يَتْركُني، إبدأْ معاشرتها إلى فينيسيا، أنا سَأُقدّمُ طلباً للطلاق. |
Üç gün önce Boşanma davası açtı. | Open Subtitles | لقد طلبت الطلاق منذ ثلاثة أيام |
Mahkeme raporlarına göre, ailem 1985'te Boşanma davası açmışlar. | Open Subtitles | وطبقاً لأوراق المحكمة فقد رفع والداي دعوى طلاق عام 1985 |
Boşanma davası. Seninle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | قضية طلاق لا علقة لكي بها |
Bir Boşanma davası üzerinde çalışıyorum Peter ve insanların nasıl eski alışkanlıklarına geri döndüğünü görüyorum. | Open Subtitles | (أنا أعمل على قضية طلاق أنا و (بيتر وأرى كيف يمكن للناس العودة إلى عاداتهم القديمة |
- Boşanma davası mı? | Open Subtitles | قضية طلاق ؟ |
Ben... Ben Boşanma davası açamam. | Open Subtitles | لا يمكنني طلب الطلاق |
Melissa'nın aynı zamanda, Boşanma davası açacağını bilmesi gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | كان عليه أن يعرف أن (ميليسا) كانت ستقدم طلب الطلاق... في وقتٍ ما، صحيح؟ |
Susan bana Boşanma davası açtı. | Open Subtitles | قدمت (سوزان) طلب الطلاق. |
Pekala güne böyle başlamanı istemezdim ama sana Boşanma davası açtım. | Open Subtitles | أعذرني لأنني سأبدأ يومك .. بشئ كهذا .. ولكنني ملأت أوراق الطلاق إليك الأوراق |
Kurbanlardan biri ipoteğini ödeyememiş, bir diğerine de Los Angeles'a uçmadan önce Boşanma davası açılmış. | Open Subtitles | قد فشل في دفع الرهن العقاري ضحية أخر وصلته أوراق الطلاق في اليوم السابق لوصوله للوس أنجلوس بالطائرة |
Umurumda değil. Yemekte Zora Boşanma davası açtığımı duyurdu. | Open Subtitles | في العشاءِ زورا أعلنتْ بأنَّ أنا أُقدّمُ طلباً للطلاق. |
O meselenin çaresine baktım. Bu sabah Boşanma davası açtım. | Open Subtitles | لقد اهتممت بتلك المشكله وقدمت طلباً للطلاق هذا الصباح |
Haley Boşanma davası açtı. | Open Subtitles | هايلي طلبت الطلاق لقد تم إبلاغي |
Boşanma davası açtığını söylememe gerek yok herhâlde. | Open Subtitles | غنيّ عن القول، لقد طلبت الطلاق. |
İroni diye buna derim ben. Boşanma davası açılmış. | Open Subtitles | أنظر إلى السخرية المبهجة يتم رفع علي دعوى طلاق |
Bir Boşanma davası için erken kalkmalıyım, kapatmak zorundayım. Evet. | Open Subtitles | اسمع يجب ان استعد لقضية الطلاق فى الصباح لذا يجب ان أنام الأن |
Hastalandın, tedavin vardı, Boşanma davası açtın. | Open Subtitles | ـ إذن مرضتِ، وتعالجتِ ـ وقمتِ بطلب الطلاق |
Boşanma davası açacağını öğrendikten sonra evi, Jake'in patlayıcılarla donatmış gibi görünecek. | Open Subtitles | سيبدو أن (جيك) قد جهّز المنزل بالمتفجرات بعد أن إكتشف أنكِ رفعتِ دعوى للطلاق |