O hıyar herifi bulursan bana üç haftalık borcu olduğunu söyle. | Open Subtitles | حين تجدين ذلك الحقير، أخبريه أنّه يدين لي بأجر 3 أسابيع |
Ona iki iyilik yap, sonra da bize iyilik borcu olduğunu hatırlat. | Open Subtitles | قم بخدمتين له، ثمّ ذكّره أنّه يدين لنا بخدمة |
Ayrıca Wendell, bir sürü kişiye bir sürü borcu olduğunu ve bu işe gerçekten ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً، كما قال أيضاً أنّه يدين بالمال لكثير من الناس... |
Bir uyuşturucu tacirine, tam 50.000 dolarlık borcu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وقد عرفت بأنه مدين لتاجر مخدرات بـ50ألف دولار |
Ona, sahip olduğu yeni aile için minnet borcu olduğunu hissediyordu. | Open Subtitles | شعر بأنه مدين للرجل بالامتنان لأجل عائلته الجديدة |
Belki bana bir borcu olduğunu hissetmiştir. | Open Subtitles | ربما شعر بأنه مدين لي |
Arkadaşım sana borcu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | صديقتي, تقول بأنها تدين لك ببعض المال. |
Yapmaması için yalvardım ama adama geçmişten kalan bir borcu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه يدين للرجل منذ القدم. |
Seni gönderen adam, Kristoff'un bu adamlara çok fazla borcu olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الرجل الذي ارسلك.. (كرستوف)... أخبروني بأنه مدين لهم بالكثير. |
Zarar için borcu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول بأنها تدين لك بسبب الأضرار |