Boston'da bir otel odasında uyandım, aklımda tek şey vardı: Diş ağrısı. | TED | أستيقظ في غرفة فندق في بوسطن ولا أفكر سوى بشيءٍ واحد ألم أسناني. |
Şoförümüz hastalandı ve bu gece Boston'da bir partiye davetliyiz. | Open Subtitles | السائق لقد مرض قليلا و لدينا حفلة في بوسطن هذا المساء |
Bir de sunu dusun: Boston'da bir zencisin. | Open Subtitles | انظر للأمر بهذه الطريقة أنت أسود في بوسطن |
1997'de Boston'da bir banka soygunundaydık. | Open Subtitles | في سنة 1997 جماعتي كان يسطون على بنك في بوسطن |
Profesör değildi. Boston'da bir sunum yapıyordu. | Open Subtitles | لم يكن البروفيسور ، لقد كان يقدم عرضا من ورقة في بوسطن |
Bay Specter, Boston'da bir yerde kalmadığıma dair bir kanıt olmadığını söylediniz. | Open Subtitles | انت قلت انه لا يوجد لدي سجل انني أبداً لم أملك شقة في بوسطن |
Örneğin, Ayr Muir, Boston'da bir restoran açmak istediğini biliyordu. | TED | على سبيل المثال "إير موير" في بوسطن درى بأنه يريد فتح مطعم. |
Sözü edilen roman Boston'da bir üniversite kampüsünde geçiyordu. Bana göre Türk karakterlerden ziyade enternasyonel karakterler içermesi konusundan dolayı normaldi. Ama eleştirmenimin ne aradığını anladım. | TED | وبما أن أحداث الرواية وقعت في حرم جامعة في بوسطن, فقد كان بالنسبة لي أمرا طبيعيا أن تكون جنسيات الشخصيات العالمية فيها أكثر من الشخصيات التركية. ولكني أدركت عما كان يبحث عنه ناقدي. |
Boston'da, bir polisin cinayetle suçlandığı... | Open Subtitles | ... أنتلَرُبَّمَارَأيتَ حالة مماثلة في بوسطن... ...باتهام شرطي مشهور لجريمة قتل. |
Gelecek ay Boston'da bir albüm kaydedeceğiz. | Open Subtitles | شكراً نحن نسجل في بوسطن الشهر المقبل |
Yarın için sana Boston'da bir görüşme ayarladım | Open Subtitles | لقد رتبت لك جلسة غداً في بوسطن |
Boston'da bir hadise meydana gelmiş bu da onu yeni sevkiyatımız için daha temkinli yapmış. | Open Subtitles | "كان هناك حادث في "بوسطن وقد جعله هذا أكثر حذراً حول شحنة القادم |
Evet, iki hafta önce Boston'da bir ev kiralamış. | Open Subtitles | نعم لقد استأجر بيت في بوسطن قبل اسبوعين |
Boston'da bir konferansta olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك كنت في مؤتمر في بوسطن |
"Kötü İnsanları Durdurun" Boston'da bir yerde. | Open Subtitles | منع الناس سيئة له عنوان في بوسطن |
Landis Murphy Boston'da bir kaç kez tutuklanmış-- | Open Subtitles | انديس مورفي أُعتقل مرتان في بوسطن |
20 yıl önce Boston'da bir kızı vurduğuna dair kanıtım var. | Open Subtitles | لدي دليل انه اطلق النار على فتاة في بوسطن" قبل 20 سنة" |
Eğer bir seri katil ya da mafya Boston'da... bir cesedi atmak için buranın, mükemmel bir yer olduğunu anlarsa ne olur merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل أذا كان قاتل متسلسل يقوم بوضع الجثث في "بوسطن" |
Ama neden Boston'da bir parkta... kendini havaya uçurduğunu açıklamıyor. | Open Subtitles | أجل، لكنه لا يفسر سبب انتحاره في متنزه في (بوسطن) |
Boston'da bir trajedi meydana geldi, bir grup rahip bir araya geldi ve küçük bir grubumuz ibadethanelerimizden dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti. Ve onları içeri getirmenin yollarını aramak yerine onların bulunduğu yere gitmek gerekiyordu. | TED | وقعت مأساة في بوسطن أدت إلى تجمع عدد من رجال الدين معاً وقد توصلت مجموعة صغيرة منا إلى قناعة أننا يتحتم علينا الخروج من المساحات المحدودة لأماكن عملنا، وأن نلتقي مع الشباب حيث يكونون هم وأن لا يكون الهدف هو الوصول لطرق لكي نجذبهم للحضور إلى الكنيسة. |