Bu yüzden sınıfı boyayıp Martine'le alakalı her şeyi değiştirdik. | Open Subtitles | لهذا السبب اعدنا طلاء وتغيير كل شيء له علاقة بمارتين |
Harika bir şey daha aldım. "Yaşayan Beyin." Her lobu farklı bir boyayla boyayıp Yaşayan Kafatası'na yerleştiriyorsun. | Open Subtitles | عليك طلاء كل كتلة بلون مختلفة ثم تحشرها داخل جمجمة حية |
Bir süre sonra saçını pembeye boyayıp burnuna halka takacaksın. | Open Subtitles | عليك صبغ شعرك باللون الوردي و وضع خاتم في انفك المرة القادمة |
Sonra da kuyruğunu boyayıp bize yutturmaya çalıştı. | Open Subtitles | و دهن ذيله ثم حاول أن يسبقنا إلى هنا لكى يتخلّص من الدليل |
Saçımı simsiyah boyayıp, Harley Davidson ve deri ceket almıştım. | Open Subtitles | صبغت شعري بالأسود، واشتريت سترة جلدية ودراجة هارلي ديفيدسن |
Eski bisikletimi boyayıp yeni gibi gösterebiliriz. | Open Subtitles | حسنا يمكننا أن ندهن دراجتي القديمة و نجعلها تبدو كالجديدة |
Köpekleri boyayıp tımar ederdi, böylece vahşi hayvanlarmış gibi dururlardı. | Open Subtitles | يصبغ ويعتني بالكلاب، لكي تبدو مثل الحيوانات الأليفة |
Ne ayaksın bilmiyorum, ama saçını maviye boyayıp, fahişe gibi giyinip bir anda en iyisi olmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا أعرف ما تسعين له و لكن لا يمكنك فقط القيام بصبغ شعرك باللون الأزرق و ارتداء ملابس مثل الفاسقات و تتوقعين أن كل شيء سيتغير من لا شيء |
Belki gölgeleri boyayıp yok edebilirim demiştim... | Open Subtitles | فكرت انه ربما علي ان اجرب طلاء الظلال لتختفي |
Boya sadece kanser hücrelerini boyayıp onları kolayca görmemizi sağlıyor. | Open Subtitles | والطلاء بالأشعة تحت الحمراء يتمّ طلاء الخلايا السرطانيّة فقط |
Bir U-2 uçağımızı BM renklerinde boyayıp Irak üzerinde uçuracağız. | Open Subtitles | نحن نفكر في طلاء واحدة من طائراتنا اليو-تو بألوان الأمم المتحدة ثم نجعلها تطير إلى العراق |
Herhangi bir duvarı boyayıp resim asabilir. | Open Subtitles | يمكنك طلاء أي جدار، التقاط صورة "وهذا هو عليه. |
Evleri boyayıp tablolar yaptım. | Open Subtitles | كما تعلم، طلاء المنازل و ممارسة الفن |
Adam saçlarını boyayıp stres yüzünden incecik olduktan sonra. | Open Subtitles | بعد أن صبغ شعره وأصبح نحيلاً من التوتر |
Saçını boyayıp gözlük takmış. | Open Subtitles | انظر، لقد صبغ شعره، . وهو يرتدي نظارات |
Saçını boyayıp güzel bir hâle sokabilirdik. | Open Subtitles | لن نتمكن من صبغ شعرك |
Duvarları boyayıp duramam Paul. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع البقاء على دهن الحوائط بول أحتاج لوُجْهَة وهدف |
Kimse kabul etmiyor, tuvaletleri boyayıp anma köşesi hazırlıyorlar çünkü burası öyle bir okul. | Open Subtitles | لكن لا أحد يريد الاعتراف بذلك لذا أعادوا دهن الحمامات و جهزوا حفل تأبين لأن هذه هي حقيقة هذه المدرسة |
Saçını boyayıp perma mı yaptın? | Open Subtitles | عزيزي, هل صبغت شعرك? |
Saçımı boyayıp uzaklaştım. | Open Subtitles | صبغت شعري. |
Eski bisikletimi boyayıp yeni gibi gösterebiliriz. | Open Subtitles | حسنا يمكننا أن ندهن دراجتي القديمة و نجعلها تبدو كالجديدة |
Derek, daha seçkin görünmek için saçlarını griye boyayıp pahalı elbiseler giyiyormuş. | Open Subtitles | كان (ديريك) يصبغ شعره بالرمادي يرتدي البدلات الفاخرة ليبدو كممتازٍ |
Yapabilecekleri en kötü şey beni sarıya boyayıp üzerime "Dikkat, yahudi garson" yazmaları olacaktır. | Open Subtitles | أن يقوموا بصبغ ملابس باللون الأصفر ... ويكتبون "أكتون .. نادل يهودي" |