Sanırım o beyaz boyayla aynı sebepten. Sıcağı biraz da olsa engelliyor. | Open Subtitles | أفترض بأنه مثل الطلاء الأبيض لتقليل الحرارة |
Biraz onarım ve bir kat boyayla çok sevimli olacak. | Open Subtitles | القليل من المعالجة، وطبقة جميلة من الطلاء سيجعلانه مبهرا |
Bana kalsa, al donlu bir at alır... üstüne boyayla birkaç beyaz benek eklerdim, olur biterdi! | Open Subtitles | ليشتري حصاناً آخر ويطليه ببعض الطلاء الأبيض |
Kendi evim var. "Tabii ki duvarlarımı sprey boyayla boyarım." diyorum. | Open Subtitles | حصلت على منزلي الخاص , وبالطبع سأقوم بطلاء الالوان على الجدران |
Ellerim parlak boyayla kaplı olmadığı zaman sence bunu bir daha deneyebilir miyiz? | Open Subtitles | حين لا تكون يداي ملطختان بطلاء اللمعان، هل تظنين بوسعنا محاولة هذا مجدداً؟ |
Bir buldozer ve birkaç kat boyayla halledilmeyecek iş değil. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لبلدوزر و بضعه طبقات من الدهان لإصلاحه |
O kadar çok ki hücre oluşturdular ki, eğer florasan bir boyayla onları boyarsanız, onların acayip bir yapı oluşturduklarını, adeta hücresek bir yapıştırıcıya dönmelerini kırığın bulunduğu bölgeye gelmelerini kırığı tamir ettiklerini ve çalışmayı bıraktıklarını görebilirsiniz. | TED | لدرجة أنك لو وسمتهم بصبغة الفلور فيمكنك رؤيتهم كغراء خلوي متميز يملأ منطقة الكسر، يصلح مكانها ثم يوقف عملها. |
Hayatını mahvetmeyi isteseydim pastel boyayla olmayacağından emin ol. | Open Subtitles | اذا اردت ان ادمر حياتك , راين لن اقوم بتدميرها بأقلام التلوين |
Bana kalsa, al donlu bir at alır... üstüne boyayla birkaç beyaz benek eklerdim, olur biterdi! | Open Subtitles | ليشتري حصاناً آخر ويطليه ببعض الطلاء الأبيض |
Bu hafta sonu birkaç kutu boyayla geleceğim. | Open Subtitles | سأحصل على عطلة نهاية الأسبوع هذه بإثنان من علب الطلاء |
Evet, Bir alçı ve biraz boyayla neler yapılabilir, | Open Subtitles | نعم من الرائع ما يمكن ان يفعله بعض الطلاء |
Yani hiç çılgınca bir şey yapmadın mı tuvalet patlatmak, dolapları sprey boyayla boyamak veya tribünlerin arkasında birini götürmek gibi? | Open Subtitles | إذاً ألم تقم بأي فعلٍ جنوني كتفجير المراحيض أو رش الطلاء على الخزائن أو .. |
Kanunlar çiğneyebilirler, bir kutu sprey boyayla gemileri boyayabilirler ama katil olamazlar. | Open Subtitles | ربما قد يخرقونَ القانون بإستخدام علبةٍ من رذاذ الطلاء ويرسمونَ على بدن السفينة لكنهم ليسوا قتلةً اجل ، ليسَ مالم |
Yerdeki mavi boya BCU saha kalıbında kullanılan boyayla aynı. | Open Subtitles | الطلاء الأزرق على سجادة الأرضية متوافقة مع المستخدم في طلاء الرموز للفريق |
Sizin durduğunuz yerin yarım mil ötesinde üç yerinden kırmızı boyayla vurulmuş. | Open Subtitles | رجل قتل ليلة أمس لقد أصيب ثلاث مرات بطلاء أحمر ضمن نصف ميل من مكانكم |
Kapüşonlu ceket giyen bir adam yangın merdivenlerindeki güvenlik kameralarını sprey boyayla boyamış. | Open Subtitles | رجل يرتدي سترة بقبعة دخل من سلم الخدمة وغطّى العدسات بطلاء الرذاذ |
Şimdiye kadar beyaz boyayla düzelmeyecek hiçbir şeye rastlamadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن رأيت شيئا لا يمكن إصلاحه بالقليل من الدهان الأبيض. |
Bir boyayla, yarın satabilirsin ve paranı ikiye katla.. | Open Subtitles | - القليل من الدهان. - بعه غداً, ضاعف أموالك. |
- Miskfaresi kılı Kanadalı bir erkek giyim firması tarafından patenti alınan yeni bir boyayla renklendirilmiş. | Open Subtitles | ... شعر فأر المسك كان ملون بصبغة جديدة وهذه تعود براءة أختراعها لشركة ملابس رجال في كندا |
Pastel boyayla ne çizsek Picasso muamelesi görürüz. | Open Subtitles | عندما نرسم شيئا بأقلام التلوين يبدو مأساويًا |
Bir gün sözleşmesini... pastel boyayla çizdiğimi unutturabilir misin? | Open Subtitles | أتستطيع جعله ينسي اننى أنّني رسمت على أوراقه الهامة بالطباشير الملون؟ |
Dolabını sprey boyayla boyamış. Hep yapısıyla dalga geçmiş. | Open Subtitles | رش خزانته بالدهان,دائماً شئ متعلق بجسده النحيف,قصر قامته |