Dünya ile yaklaşık aynı boyutu ve sıcaklığı dört yüz dereceyi aşan yoğun atmosferiyle, sıvı su için çok sıcak. | Open Subtitles | بنفس حجم الأرض تقريبا و غلافه الجوي الكثيف يشهدُ درجات حرارة تتجاوز ال 400 درجة مئوية حار جداً على الماء. |
Tahtanın boyutu ve hafif yapısı onun çok fazla suyu itmesini sağlar. | TED | إنّ حجم اللوح وبنيته الرشيقة تساعد في طرد الكثير من الماء. |
Her ay içerisinde, gelgitin boyutu ve gücü değişir. | Open Subtitles | يتباين التغيير في حجم وقوة المد في كل شهر. |
Yaranın boyutu ve şekli bowling topuyla öldürüldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | إن حجم وشكل الإصابة يدل على أنهُ قُتل بكرة بولنغ |
Leğen kemiği boyutu ve bu arüküler yüzeydeki kaba taneciklenmeye bakılırsa maktul 30'lu yaşlarının başında bir kadınmış. | Open Subtitles | استنادا إلى حجم الحوض وتحبب الخشنة موحد هذا أذني السطح، |
"Biz" diye düşündüğümüz şeyin boyutu ve "diğerleri" ya da "onlar" olarak düşündüğümüz şeyin boyutu değişebilir. | TED | كريس: حجم ما نعتبره "نحنُ" وما نعتبره "الآخرين" أو "هم" يمكن أن يتغير. |
Bu, şu anlama geliyordu: start-up'ınızın pazar payını savunmanıza dair bir soru sorulduğunda tüm şirketin boyutu ve büyüme potansiyeli üzerine cevap vermeniz şirketin sadece bir kısmını korumayı planladığınızı söylemenizden daha iyidir. | TED | ما يعني هذا هو أنه إذا طرح عليك سؤال عن الدفاع عن حصة شركتك الناشئة في السوق، من الأفضل أن تعمل على أن تصيغ إجابتك حول حجم وإمكانية نمو على عكس كيف تخطط فقط لحماية شريحتك من |
Ve bence butun fikir -- fotografladigim seyler endiselerimden oturu kalkinmamizin boyutu ve kalkinmak olarak adlandirdigimiz eylem. | TED | وبالنسبة لي الفكرة الكاملة -- الأشياء التي أصورها هي مصدر قلق كبير بشأن حجم التقدم الذي أحرزناه وما نسميه التقدم. |
Bunun sebebi, eski gezegenimizin boyutu ve topoğrafik özelliğiydi. | Open Subtitles | هذا بسبب حجم وتضاريس كوكبنا السابق |
Arabanın boyutu ve sızıntı durumu nedir? Ufak bir sedan. | Open Subtitles | ما حجم سيارة، ومدى سوء هو تسريب؟ |