Seçilen, Mars boyutundaki çarpma aygıtı oldu çünkü o Ay'ı oluşturabilirdi ve Dünya gününün uzunluğunu oluşturabilirdi. | TED | اخترنا جسمًا بحجم المريخ لأن بإمكانه تكوين القمر كما ستنتج عنه المدة التي يستغرقها اليوم على كوكب الأرض. |
Harita boyutundaki şeyleri alacak kadar büyük mü? | Open Subtitles | أهى كبيرة بما يكفى لتصوير ورقة بحجم خارطة؟ |
Küçük bir kamyon boyutundaki bu yanan magma topları yaklaşık 8 ton ağırlığındaydı. | Open Subtitles | هذه القطع المشتعلة من الحمم البركانية كانت بحجم شاحنة صغيرة ويصل وزنها حتى ثمانية أطنان |
Geçip giderlerken bir atom boyutundaki titreşimleri bile algılayabilirler. | Open Subtitles | ويمكنهم الكشف عن الاهتزازات التي بحجم الذرة بينما يجرفون. |
Küçük bir kasabada, midilli boyutundaki bir kurt cesedini taşıyoruz, Kesin farkedileceğiz. | Open Subtitles | حامِلين جُثّة ذئب بحجم الفَرس عَبر مَدينة صَغيرة، سنُلاحَظ. |
Ardından onu server boyutundaki kutuya sığacak şekilde küçültebildik. | TED | بعدها استطعنا تقليصه لصندوق بحجم خادم. |
Ancak bir saray boyutundaki gemi suda yüzebilecek miydi? | TED | لكن هل يمكن لقاربٍ بحجم قصرٍ أن يطفو؟ |
Teori Ay ile ilgili birçok şeyi açıklayabiliyor, fakat büyük bir kusuru var: Ay'ın çoğunlukla Mars boyutundaki gezegenden oluştuğunu ve Dünya ile Ay'ın farklı materyallerden oluştuğunu öngörüyor. | TED | يمكن لهذه النظرية تفسير الكثير من الأمور المرتبطة بالقمر، لكن تتخللها ثغرة كبيرة: فهي تتنبأ أن القمر تكوّن تقريبًا وبشكل كلي من كوكب بحجم المريخ، وأن الأرض والقمر تكوّنا من عناصر مختلفة. |
Jim ay boyutundaki bir pinpon topuna bile vuramaz. | Open Subtitles | "جيم " لا يستطيع ضرب كرة تنس الطاولة إذا كانت بحجم القمر |
Aslında çok basit hidrojen yakıtıyla dolu, pirinç tanesi boyutundaki tek bir hedefe odaklanmış 200 lazer ışını demetinin yoğunlaşmış enerjisini kullanıyor. | Open Subtitles | الفكرة أنك تستخدم 200 شعاع ليزر على جزء بسيط بحجم حبة الأرز مليئ بالوقود الهيدروجيني فالمغزيأنهبعداندماجالمواد... |
"Ardından Harry küçük bir sözlük boyutundaki yumruğunu uyuşturucu satıcısının boğazına geçirdi." | Open Subtitles | "ثم وجه قبضته، التي حجمها بحجم قاموس جيب، "لحنجرة مروج المخدرات" |
Gördüğünüz yapılar bakteri boyutundaki mitokondriler. | TED | البنى التي ترونها هي الجسيمات الكوندرية (ميتوكوندريا) و هي بحجم الباكتريا. |
Bu, Avusturya boyutundaki bir ülkenin Gayrisafi Milli Hasılası. | TED | هذا بحجم إجمالي الناتج المحلي (GDP) لدولة مثل النمسا. |
Ve bir dağ boyutundaki bir nesneden söz ediyoruz. | Open Subtitles | وإننا نتكلّم عن شئ بحجم جبل |
Dünya boyutundaki gezegenleri tespit etmek çok zordur. | Open Subtitles | يصعب رصد كواكب بحجم الأرض |
Çeyreklik boyutundaki bir şarapnel parçası seni tam da yerinden vuruyor. | Open Subtitles | ثقب أوسطي بحجم قطعة شطية |
Bu alıcıda, Arecibo vericisi boyutundaki 1,000 ışık yılı mesafedeki şeyleri tespit edecek hassasiyet var. | Open Subtitles | هناك ما يكفي من الحساسية على ذلك المتلقي للكشف عن ناقل بحجم (أريسيبو) -من ألف سنة ضوئيّة . |