Ve eğer ona bu gece ödeme yapmazsak, yarın bu anlaşmayı bozacak biz de on dakika sonra işsiz kalacağız. | Open Subtitles | وإنّ لمْ ندفع له الليلة، سوفَ يفسد الإتفاق بالغد ولسوفَ نخسر وظائفنا بعد ذلك بعشرة دقائق. |
Yani böyle bir hayali varsa bu hayali bozacak kişi olmak istemedim. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان هذا هو حلمها، لم أكن على وشك أن يفسد لها. |
Yani hareket memuru işi bozacak bir şey yaparsa adamın Ukrayna'daki ailesinin kökünü kazıyacaklar. | Open Subtitles | لذا اذا قام المرسل باي امر لإفساد المهمة سيتم قتل عائلة بأكملها في أوكرانيا |
Sanırım onu da bozacak şansın olmamıştı? | Open Subtitles | أنتِ لم تسنح لكِ الفرصة لإفساد ذلك، كما أفترض؟ |
Bak, her ne oluyorsa, olsun sadece yarın düğünde saçlarımı bozacak mı onu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنظر, مهما كان الذي سيحصل, أريد أن أعرف فحسب, إن كان سيفسد شعري في حفل الزفاف غداً |
Torunlarım üzerine yemin ederim ki, bugün burada yaptığımız barışı bozacak olan ben olmayacağım. | Open Subtitles | بأرواح أحفادى بأننى لن أكون البادىء بخرق معاهدة السلام التى عقدناها اليوم |
Düzeni bozacak hiçbirşey yapmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا أن نفعل شيئاً من شأنه الخروج عن النظام لا يا سيّدي. |
Neyin büyüsünü bozacak? | Open Subtitles | ينحس ماذا؟ |
Tamam, o zaman manikürümü bozacak herhangi birşey yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، لا أريد أن أشتغل بأيّ شيء قد يفسد طلاء أظافري |
Ve sen ondan ne kadar çok alırsan, seni o kadar çok bozacak. | Open Subtitles | وكلما كنت استخراج منه، كلما يفسد لك، |
Bence ilişkini bozacak bir şey arıyorsun. | Open Subtitles | أظنك تبحث عن سبب يفسد هذه العلاقة |
Söz veriyorum, bunu bozacak hiçbir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | حسنا، أنا مدينة لك بواحدة. أعدك، أنني لن أفعل أي شيء آخر لإفساد هذا، على الإطلاق، حسنا؟ |
Toronto'ya gideceğiz, oradaki hayatını bozacak hiç bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | "نذهب إلى "تورونو ولن أفعل أي شئ لإفساد حياتك هُناك |
Ama evine gecemi bozacak başka serseriler yollamaman umurumda. | Open Subtitles | ما أهتم له هو إرسالك بعض المتخلفين إلى منزلك لإفساد أمسيتي |
Bu senin işini bozacak, ama beni suçlama, tamam mı? | Open Subtitles | أظن إنه سيفسد خطتك المخادعة، لكن لا تلومني، إتفقنا؟ |
Ben de ben yaparım dedim. Sürprizi bozacak. | Open Subtitles | إنه سيفسد المفاجأه أى مفاجأه ؟ |
İşi bozacak. | Open Subtitles | إنه سيفسد الأمر |
Torunlarım üzerine yemin ederim ki bugün burada yaptığımız barışı bozacak olan ben almayacağım. | Open Subtitles | بأرواح أحفادي بأنني لن أكون البادىء بخرق معاهدة السلام التي عقدناها اليوم |
Torunlarım üzerine yemin ederim ki, bugün burada yaptığımız barışı bozacak olan ben olmayacağım. | Open Subtitles | بأرواح أحفادى بأننى لن أكون البادىء بخرق معاهدة السلام التى عقدناها اليوم |
Düzeni bozacak hiçbirşey yapamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نفعل شيئاً من شأنه الخروج عن النظام |
Neyin büyüsünü bozacak? | Open Subtitles | ينحس ماذا؟ |
Dikkatini bozacak hiçbirşeye izin verme. | Open Subtitles | مطاردة هذه الأرض المقدسة - " هل هذا إبن عمك " موسى - |
- Merak etme, hoşuna gitti. - Midesini bozacak. | Open Subtitles | لاتقلق، إنه يحب ذلك - هذا سيزعج معدته - |
Jane, bunlar işi bozacak şeyler değil. | Open Subtitles | جين, هذه ليست حقا اشياء تؤثر بعلاقة العلاقة؟ |