Ve burada yaptıkları zaman, bozuk parayı delikten içeriye atıyorlar | TED | ويفعلون ذلك هنا، وذلك يقرع العملة أسفل القطعة، |
Bir bozuk paranın iki yüzü gibisiniz derdim ama bozuk parayı boş yere bir benzetme için harcadığımdan dolayı bana kızmana korkuyorum. | Open Subtitles | لكننى خائفة من ان تتهمونى اننى اضعت العملة فى التعبير |
bozuk parayı buraya koyuyorsun, deliğe. | Open Subtitles | وضعت العملة المعدنية هنا في الشقّ |
Elimde görmüş olduğunuz bozuk parayı her kim alırsa yaşayacak. | Open Subtitles | من يلتقط هذه العملة ستتسنّى له الحياة |
Bu elimde gördüğünüz bozuk parayı ilk alan sonsuza kadar yaşar. | Open Subtitles | من يلتقط هذه العملة أوّلًا يعيش للأبد. |
"O bozuk parayı sokmamı söylediğin tüm bölgelerden ötürü kalbim hâlâ kırık." | Open Subtitles | "مشاعري لازالت مجروحة من إخبارك لي عن كل الأمكان التي تريدني أن أضع العملة فيها". |
Bitir şu işi. bozuk parayı al. | Open Subtitles | أنهِ هذا القتال والتقط العملة |
O bozuk parayı aldığımda senin götünü kurtarıyordum. Klaus alayınızın biletini kesecekti. | Open Subtitles | التقطت العملة لأنقذكم، (كلاوس) كان سيقتلكم جميعًا. |
Bu bozuk parayı üstünde O'nun kanıyla geri getir. | Open Subtitles | اعيدى تلك العملة مع دمها علية |
- bozuk parayı al. | Open Subtitles | -خذ العملة |