Bir hata olmuş. Telefonum bütün gün bozuktu. | Open Subtitles | لابد أن هناك خطأ ما لقد كان تليفونى معطل طوال اليوم |
İşyerindeki asansörler bozuktu ve merdivenlerden çıkmam gerekti. | Open Subtitles | المصعد كان معطل فى العمل فصعدت السلم |
- Çünkü bozuktu. - Onu denediğimde değildi. | Open Subtitles | ـ لأنه كان مكسوراً ـ لم يكن كذلك حينما جَربته |
Ben de lastik pompasını çıkardım ama lastik pompası da bozuktu. | Open Subtitles | ... لذا، سحبت مضخّة هواء الإطار ... وكان خرطوم مضخّة الإطار مكسوراً |
Yurtta kalmadım, pervaneler bozuktu. | Open Subtitles | ليس في السكن الداخلي المراوح كانت معطلة |
Farları neredeyse asırlardır bozuktu ve buradan uzak olmayan bir yerde sadece bir düğmeye dokunarak onardı. | Open Subtitles | مصابيحه اللأمامية كانت معطلة منذ زمن طويل وهي أصلحتها عند مكان ليس بعيد من هنا عن طريق لمس الزر فقط |
bozuktu. | Open Subtitles | انه عاطل |
Montunun fermuarı bozuktu, ben de ona önemli olmadığını çünkü alt tarafı sokağın karşısına gideceğimizi söylemiştim. | Open Subtitles | سحّاب معطفها كان مكسورًا وأخبرتها أن ذلك لا يهم لأننا سنعبر الطريق فحسب |
Dolap bozuktu, muhafaza edemezdik. | Open Subtitles | المجمد كان معطل و لم نستطع إبقائها هنا |
Nacho yapıyorduk ve ocak bozuktu. | Open Subtitles | كنا نعد طبق الناتشو والفرن كان معطل |
Güvenlik sistemi bütün hafta boyunca bozuktu. | Open Subtitles | نظام الحمايه كان معطل طوال الاسبوع |
Peki ne bozuktu? Bilmiyorum. | Open Subtitles | اذاً ما الذى كان معطل ؟ |
Ne hakkında konuşuyoruz. Bir şey bozuktu, değil mi? | Open Subtitles | شئ ما معطل, صحيح ؟ |
Bu kilit daha sabahleyin bozuktu. | Open Subtitles | كان هذا مكسوراً صباحاً |
bozuktu, tamir ettik. | Open Subtitles | لقد كان مكسوراً وأصلحناه |
Kredi kartı makinesi bozuktu. Nakit ödeme yaptım. | Open Subtitles | و ماكينة صرف البطاقات كانت معطلة ، لذلك حاسبتُ نقداً |
Michelle'e taktığı saat bozuktu. | Open Subtitles | الساعة التي ألبسها لـ ميشيل كانت معطلة |
bozuktu. | Open Subtitles | انه عاطل |
Lokantada blender bozuktu da. | Open Subtitles | كان الخلاط مكسورًا في العشاء. |