Bu, çok sevdiğim bir şekil. Bradley, Petrie ve Dumais. | TED | هذا الشكل الذي أحبه : برادلي و بيتري و دوماي |
Ama Onbaşı Bradley Vernik'in maktulü aradığını gösteren telefon kayıtlarımız var. | Open Subtitles | لكن لدينا سجلات الهاتف يُبين أن العريف برادلي فيرنيك إتصل بالضحية |
Bayan Bradley, böldüğüm için üzgünüm ama Bay Jensen'la konuşmalıyım. | Open Subtitles | سيدة برادلي ، عذرا للمقاطعة لكنني أحتاج إلى السيد جنسن |
JH: Bradley'nin küçük ahlaki benliğinin merdivenleri çıkarken nasıl öldüğüne bir bakın. | TED | جوناثان هايدت: إذن لاحظوا كيف أن نفس برادلي المتخلقة والزاهدة فقط تموت في طريق الدرج. |
Bradley'ye ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ماقد حل ببرادلي |
Bradley çetesini öldürdüğün silahı gösterecekti. | Open Subtitles | أنه سيرنا السلاح الذي أستخدمته مسبقاً في قتل عصابة برادلي |
Bay Bradley... bunu ödememize imkan yok. | Open Subtitles | سيد برادلي لن نتمكن ابد من التكلف بالمدفوعات |
Bradley'nin Bobby Beers gibi söylemesi umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني إذا كان برادلي يمكنه الغناء مع نوتة بوبي بيرز. |
İzler, basketbol sahasından Stewart Bradley'nin cesedine kadar gidiyor. | Open Subtitles | الرائدة من ملعب لكرة السلة لجسم ستيوارت برادلي. |
Stewart Bradley'nin ölümden sonra omzu çıkmıştı. | Open Subtitles | كان ستيوارت برادلي وبعد الوفاة خلع في الكتف. |
Bu da Stewart Bradley'nin omzunun neden çıktığını açıklıyor. | Open Subtitles | وهو ما قد يفسر ستيوارت برادلي خلع في الكتف بعد الوفاة. |
Bradley göreve ne zaman döneceğini merak etmeye başlamış. | Open Subtitles | والآن برادلي يتسائل متى ستعودين الى المسار الصحيح |
Bradley'in halinden anladığınız için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لك لأنك كنت متفهماً لوضع برادلي |
Bradley'in halinden anladığınız için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لك لأنك كنت متفهماً لوضع برادلي |
Endişelenmen gereken tek kişi o, Bradley. | Open Subtitles | هو الواحد الذي عليك القَلْق حوله، برادلي |
Oh, ve Milton Bradley dal ve yuvarlan yakalayışıyla. | Open Subtitles | اوه و ميلتون برادلي بمسكته المتدحرجة الغاطسة |
Bir keresinde müdür yardımcısı Bradley annemi aramak zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | أنا تقريباًلَمْ أُقسّمْ. معاون المدير برادلي كان لا بُدَّ أنْ يَدْعوَ أمَّي في نُقطَةٍ مَا. |
Rahibeler hiç bir şey yapmamıza izin vermezler ama Bayan Bradley bazen pizza sipariş etmemize ve hafta sonları geç yatmamıza izin verir. | Open Subtitles | الاخوات لايدعونا نفعل اي شئ ولكن الانسة برادلي تدعنا احيانا نطلب بيتزا ونبقى في الاعلى لاحقا في عطلة نهاية الاسبوع |
Bradley'ye ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إني أعرف ماقد حل ببرادلي |