Brandon'un yetenekli olduğu işi yapmasına ikna etmeye çalışıyor bir yandan da... | Open Subtitles | على سبيل المثال من جهة عليك أن تقنعي براندن ألا يخفي موهبته ولكن بالجهة الاخرى |
Herkes Brandon'un korkutucu bir yeteneğe sahip olduğunu biliyordu Bu yüzden Jared onu gruba aldı | Open Subtitles | الكل كان يعلم أن براندن كان موهوباً بشكل رهيب جداً |
Brandon'un bu şarkıyı çalmasını sitemiyırsun anladım. Ama daha mantıklı yollar var,Jared Oh,şu senin küçük barış,sevgi ve anlayış ışığın değil mi? | Open Subtitles | انت لا تريد من براندن أن يعزف هذه الاغنية فهمت ذلك |
Brandon'un mezarını yapmamıza müsade ettiğiniz için size teşekkür etme şansı bulamamıştım. | Open Subtitles | لم يتسنى لي الفرصة لشكرك للسماح لنا بتخليد ذكرى براندن |
Sen batırdın, Brandon'un ne dediği umrumda değil, Onu bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | لقد فشلت لا اهتم لما يقوله براندن لن تراه مجددا |
Brandon'un şu tuhaf görünümlü gözlükleri takması gerektiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما اظطر براندن لارتداء تلك النظارات السخيفة |
Baştan beri Brandon'un çalmasını engelleyen oydu Ama onu her durdurmaya çalıştığımda | Open Subtitles | لقد كان من البداية يدمر عزف براندن |
Ve inanıyorum ki Brandon'un babasının kim olduğunu bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | و اعتقد من حق براندن ان يعرف من اباه |
Gerçekten vasiyetnamelerimizi güncellememiz gerektiğini düşünüyorum, ve seninle Brandon'un 18 yaşına girdiğinde parasına erişim sağlaması konusunda konuşmak istiyorum, ikimizden birine birşey olması ihtimaline karşı. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد حقاً أنه يجدر بنا تحديث وصيتنا وأريد التحدث معك بشأن (براندن) بأن يكون له وصول لماله حين يصل لـ18 عاماً |
Ama kabul etmelisin ki, geldiği günden bu yana Brandon'un başını bir sürü derde soktu. | Open Subtitles | ولكن عليك الإعتراف, لقد سببت لـ(براندن) الكثير من المشاكل منذ أن ظهرت |
Brandon'un onunla birlikte olmasını istiyorsunuz, çünkü siz her zaman... | Open Subtitles | (أنت تريدين أن يحظى بها (براندن لأنك دائماً تريدين |
Brandon'un hayal kırıklığını anladığımı söylemeliyim. | Open Subtitles | عليّ القول أنني أتفهم غضب (براندن) |
Brandon'un eve döneceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن (براندن) عائد للمنزل |
Ama sonra bana dramatiksin diyorsunuz, ve sanki benim duygularım Jesus'un durumu kadar, ya da Brandon'un sorunu kadar ya da Callie'nin hapse girecek olması kadar önemli değilmiş gibi davranıyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن بعدها تقولون عني مفرطة الدراما, وتتصرفون وكأن مشاعري غير مهمة مثل إصابة (هيسوس) أو دراما (براندن) أو أن (كالي) قد تذهب للسجن |
Brandon'un söylediği birşey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب شيء قاله (براندن) |