Bizim Tanrımız değil, ama bu ülkenin insanları kendi tanrıları olarak inanıyor. | Open Subtitles | هذا ليس ربّنا، بل ربّهم ربّهم الذي يؤمنون به في هذا البلد |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Dağların üzerinde, şehirlerde bu ülkenin gördüğü en büyük suç dalgası vardı. | Open Subtitles | وراء الجبال، بداخل المدن كان هناك أكبر موجة جريمة عرفتها هذه الدولة |
bu ülkenin beni ne duruma getirdiğini bir tek sen görüyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك أن ترى أن هذه البلد مصنوعة من القذارة |
bu ülkenin en prestijli askeri akademisinde eğitim alma onuruna sahip oldum. | Open Subtitles | كان لدي الشرف للخدمة في أحد أرقى الأكاديميات العسكرية في هذا البلد |
Ve bu ülkenin göçmen kanunu gereği evraklar geçersiz olur. | Open Subtitles | وطبقا لقوانين الهجرة في هذا البلد لبعظيم فهم غير شرعيين |
Fikrimi sorarsan... bu ülkenin gençlerini en çok zehirleyen şey uyuşturucudur. | Open Subtitles | إن الأسلحة والمخدرات هي المسؤول الأول عن الفوضى في هذا البلد |
bu ülkenin bekasına karşı yapılan tehdit gerçek mi öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك فقط ان تعرف اذا كان التهديد لنجاة هذا البلد حقيقي |
Onu izleyip, bu ülkenin ne kadar muhteşem olduğunu düşünürdük. | Open Subtitles | اعتدنا ان نشاهد تلك ونفكر اي بلد مذهل هذا البلد |
Bu dengeyi nasıl tutturdunuz? bu ülkenin, dünyanın geri kalanına sert diplomatik ve güçlü sesi olmak ile kendiniz hakkında ne hissettiğiniz, anne olmak, büyükanne olmak, yetiştirmek arasındaki dengeyi nasıl ayarladınız? | TED | كيف يمكنك ان تحافظي على التوازن بين الدبلوماسية الصعبة وبين الخطاب السياسي الصارم في هذا البلد تجاه العالم وبين نفسك انت .. وتعبيرك عنها .. ولمستك ودورك كأم .. كجدة .. كمربية |
Ayrıca bence, bu ülkenin ve dünyamızın pek çok yerinde fakirliğin zıttı zenginlik değil. | TED | وأؤمن أيضاً أنه في أماكن كثيرةٍ من هذا البلد ، وبالتأكيد في مناطق كثيرة من هذا العالم ، بأن عكس كلمة فقر ليس الثراء. |
bu ülkenin çocuklarına bir tavsiyede bulunmak ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد منح أطفال هذه الدولة بعض النصائح؟ |
Bak, sana bu ülkenin sorunun özel bir sorun olduğunu söylememe gerek yok sanırım. | Open Subtitles | أنظر، لا أريد إخبارك بأن هذه الدولة لديها مشكلة من نوع خاص |
Bir gün bu ülkenin bu lanet sistemi "biz" olacağız. | Open Subtitles | في يوما ما سنكون النظام اللعين في هذه الدولة |
Gelecek nesiller için, bu ülkenin vahşi hayatını korumaya söz veriyorum. | Open Subtitles | هذا الرئيس ملتزم بحماية الحياة البرية في هذه البلد لأجيالنا القادمة |
bu ülkenin, gelinlerin aileleri tarafından nasıl mahvedildiğini unuttunuz mu? | Open Subtitles | هل نسيت كيف دُمرت هذه البلد بواسطة أسر العرائس الملكية؟ |
bu ülkenin ona hakkını ödeyemeyeceğini biliyorum efendim, ama bir çeşit duygusal çöküş yaşadığı kesin. | Open Subtitles | أنا أعرف مدى مقدراه لهذه البلد لكن من الواضح أنه تعرض لنوع من الانتكاسه |
Onun da bu ülkenin de, bu şehrin de canı cehenneme. | Open Subtitles | , إلى الجحيم معه إلى الجحيم بهذه البلاد , هذه المدينة |
Onlar en mükemmel sınıftır ve bu ülkenin bel kemiğidir. | Open Subtitles | انهم من تراب هذه الأرض و أحد أعمدة هذا الوطن |
bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor. | Open Subtitles | أسوأ من عهدتهم هذه البلاد من مُجرمين، يعودون. |
Pek çok doğum uzmanı ve jinekolog bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. | Open Subtitles | الكثير مِنْ جِنِّ لَيستْ قادرة على المُزَاوَلَة حبّهم مَع النِساءِ عبر هذه البلادِ. |
Onun öldürülmesi muhtemelen bu ülkenin tarihindeki... en korkunç anlardan biriydi. | Open Subtitles | الذي قتل على الارجح فى واحدة من أكثر اللحظات الرهيبة في تاريخ بلدنا |
bu ülkenin kurucuları bunun çok iyi farkındaydı. | Open Subtitles | كَان الآباء المؤسسون لهذه البلادِ مدركين لهذا |
bu ülkenin kanunları tarafından daha fazla yaşamanızın adil olmadığına karar verildi. | Open Subtitles | تم الحُكم عليكم بقوانين تلك البلاد لا فائدة من العيش أطول من ذلك |
Piskoposlar, psikiyatristler ve şartlı tahliye memurları bu ülkenin, adalet sistemindeki, yanlışı bu. | Open Subtitles | الأساقفة والأطبّاء النفسيين وضبّاط الإطلاق المشروط هذا هو الخطأ في نظام العدالة بهذا البلد |
bu ülkenin hukukunun iyi bir reformdan geçmesi gerek. | Open Subtitles | القانون في هذه البلاد بحاجة الى اصلاحات كبيرة |
bu ülkenin bir saati için bile umudum yok artık. | Open Subtitles | فلا أمل لديّ بأن الدولة ستصمد حتى ساعة أخرى |
Andrew McGee ve kızı bu ülkenin karşılaştığı en büyük tehdit. | Open Subtitles | آندروا ميجي وأبنته يشكلان التهديد الأعظم على هذه الأمة |