Seni yargılamak için burada değilim. Bu benim işim değil. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأصدر الأحكام عليك هذا ليس عملي |
Bu tarz gizli kapaklı şeylere dahil olmaktan rahatsızım, Bu benim işim değil. | Open Subtitles | انا غير مرتاحة من ايصال الأخبار السرية بهذه الطريقة هذا ليس عملي |
İnsanlar durmadan gelip benimle konuşuyor, sorular soruyorlar. Bu benim işim değil. İyi. | Open Subtitles | الناس تأتي و تتحدث إليَّ و تسألني عن أشياء، هذه ليست وظيفتي |
Evet, sanki şey gibiydi: "Adamım, Bu benim işim değil, Bu benim işim değil." | Open Subtitles | أجـل، وكنت أقول هذه ليست وظيفتي، هذه ليست وظيفتي |
Bu benim işim değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني |
Bu benim işim değil. Louison paketti. Aldın. | Open Subtitles | لم يكن هذا دوري في المهمة ليوسون كان هدف المحدد في الاوراق |
20 dakikadır ona kimse bakmıyor. Bu benim işim değil. | Open Subtitles | لم يتفقدها أحد لعشرين دقيقة ليست مهمتي |
Bu benim işim değil. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفتي. |
Bu benim işim değil. Ben kahrolası tesisatçı değilim. | Open Subtitles | هذا ليس عملي ، أنا لست سمّكري ملعون |
- Bu benim işim değil. | Open Subtitles | هذا ليس عملي ، ليس علي مساعدتك |
Ama Bu benim işim değil. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس عملي |
Hayır teşekkürler. Bu benim işim değil. | Open Subtitles | كلّا, شكرا, هذا ليس عملي |
Bu benim işim değil, Bayan Kimbale. | Open Subtitles | هذا ليس عملي يا سيدة كيمبل |
Ben başka bir yerde çalışıyorum, Bu benim işim değil. | Open Subtitles | اعمل في مكان اخر , هذه ليست وظيفتي |
- Bu benim işim değil ki! - Peki. | Open Subtitles | هذه ليست وظيفتي أصلاً - جيد - |
Bu benim işim değil. | Open Subtitles | و هذا ليس من شأني |
Bu benim işim değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني |
Bu benim işim değil. Louison paketti. Aldın. | Open Subtitles | لم يكن هذا دوري في المهمة ليوسون كان هدف المحدد في الاوراق |
Bu benim işim değil. Senin işin. | Open Subtitles | ليست مهمتي ، بل أنت من يجب عليه فعل ذلك |
Bu benim işim değil. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفتي |