Bu bilgi yalnız bir avuç aktif görev pilotuna verilir. | Open Subtitles | فقط حفنة من طياري الخدمة الفاعلة مُؤْتَمنون على تلك المعلومات |
Yeterince bu sıralı yığınlardan topladığım zaman Bu bilgi ne olabilir diye bir fikir yürütmeye başladım. | TED | عندما أجمع ما يكفي من تلك المتتاليات، تبدأ فكرة دقيقة في التكون لدي عن ماهية تلك المعلومات. |
Bu bilgi için bir sürü para ödemeye hazır kişiler var. | Open Subtitles | هناك اشخاص قد يدفعون الكثير مقابل هذه المعلومة |
Bu bilgi yanlış ellere geçerse, oldukça zararlı olabilir. | Open Subtitles | في الأيدي الخاطئة ، هذه المعلومة ممكن أن تُدمر |
Bu bilgi için ona 500 dolar daha vermen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تعطيه 500 دولار أخرى من أجل هذه المعلومات |
Bu bilgi oğlunu incitmez eğer incitiyorsa bu benim için ilişki sayılmaz. | Open Subtitles | تلك المعلومة لن تؤذي طفلك وان فعلت, فهذه العلاقة ليست جيدة لي |
Bu bilgi, balık yahnisi evlerim için önerilen bölgelerle ilgiliydi. | Open Subtitles | هذه معلومات عن الاماكن المقترحة لبناء منازل مميزة |
Bu bilgi; Google, Facebook gibi şirketler tarafından insanların nerede olduğuna dair bilgi toplamak için geliştirilen haber akışı ve arama gibi araçları güçlendirir. | TED | تلك المعلومات مسيطر عليها بأجهزة مشغلة من قبل شركات مثل قوقل وفيسبوك للحصول على معلومات في أماكن تواجد الناس بالفعل، مثل آخر أخبارهم وبحثهم. |
Bu bilgi, safça kendime defalarca tekrar ettiğim gibi gizlidir. | Open Subtitles | تلك المعلومات كما قلت مراراً لنفسي أنها سريّة. |
Coretta, Bu bilgi için benden 10 dolar kopardı. | Open Subtitles | كوريتا تريد أن تتقاضى مني مبلغ عشر دولار مقابل تلك المعلومات |
Bu bilgi iki haftalık, Sayın Başkan. | Open Subtitles | حسنا ، سيدى الرئيس ، تلك المعلومات مضى عليها أسبوعان |
Bu bilgi yanlış. O beni öldürmeye çalıştı. Hata yaptı. | Open Subtitles | هذه المعلومة خاطئة حاول قتلي وارتكب خطأً |
Ted Earley (Chalie Crews'in Finans Danışmanı) Bu bilgi mahkeme emriyle gizlenmiştir. | Open Subtitles | هذه المعلومة غير مصرح بها تحت أمر المحكمة |
Eğer Bu bilgi doğruysa onu ölüme mahkum ettiğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | ".. إن كانت هذه المعلومة صحيحة" فأنت تدرك أنك تحكم" "عليها بالموت؟ |
Kısa, kemik saplı, 50 papel. Önemli olan, Bu bilgi aslında hiç yok olmadı. | TED | إنها قصيرة، بمقبض عظمي، مقابل 50 دولاراً. وفي الواقع، الشئ المهم هو أن هذه المعلومات لم تموت بتاتاً. |
Bu bilgi doğum sonrası depresyon ve psikoz ile mücadele eden kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, aile doktorları ve hastalar ile paylaşılamaz mı? | TED | أليس من الواجب أن توضع هذه المعلومات في أيدي أطباء أمراض النساء والتوليد وأطباء العائلة والمرضى الذين يعانون من اكتئاب وذهان ما بعد الولادة؟ |
Herkesin göremeyeceğinin farkındayım, ama yürekten bakınca, insan çok fazlasını görebiliyor, her ne kadar Bu bilgi senin için önemsiz olsa da.. | Open Subtitles | أن أعلم أن الجميع لن يستطيع رؤيتها ولكن من لديه قلب, يستطيع رؤية الكثير على الرغم من عدم أهمية تلك المعلومة لك |
- Zengin müsterileri altina siçirttiririm. - Bu bilgi biraz gereksiz oldu. | Open Subtitles | ـ أنّي أحظى بزبائن راقين ـ هذه معلومات كثيرة عليّ |
Bu bilgi çalınana kadar, ben bu gezegenin en güçlü adamıydım | Open Subtitles | وحتى تلك المعرفة التي سُرقت، كان ذلك الشخص الأقوى على هذا الكوكب |
- Buna cevap veremem. Bu bilgi daha yeni gün ışığına çıktı. | Open Subtitles | "ليس لديّ إجابة، فقد علمنا للتو بهذه المعلومة" |
Bu bilgi paketlerinde, renkler, pikseller, şekiller ve hastalığın tıbbi görüntüsü bulunuyordu. | TED | تتضمن حزم المعلومات هذه: الألوان والبكسلات والأبعاد وتوصيفات المرض على الصورة الطبية. |
Bu bilgi ve yetenekler kullanılmalı, bugün bile önemli oldukları tüm dünyaya gösterilmeli. | TED | يجب أن تستخدم ويجب أن تطبق يجب أن تعرض للعالم الخارجي بأن هذه المعرفة والمهارات وثيقة الصلة حتى اليوم |
Bir kere bir kişinin kredi kartı bilgilerine eriştiğiniz zaman, Bu bilgi ile istediğiniz zaman online olabilir ve istediğinizi satın alabilirsiniz. | TED | ما ان تحصل معلومات بطاقة الائتمان لاناس اخرون تستطيع ان تدخل الشبكة و تشتري ما تريد بهذه المعلومات |
Bu bilgi için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على هذه المعلومه الأن أستطيع القول أنكي مختلفة عن |
Ve Bu bilgi için bizim vereceğimiz? | Open Subtitles | و الثمن الذى سنقدمة فى مقابل هذا العلم ؟ |
Kusura bakmayın ama Bu bilgi siz ve güvenlik ekibiniz için. | Open Subtitles | مع كامل إحترامي، يا سيدي هذة المعلومات هي لك فقط ولفرقك الأمن الخاص بك |
Bu bilgi bir şekilde arada kaynamış. | Open Subtitles | بطريقةٍ ما، هذه المعلوماتِ فقط إنزلقَت و تسربت |
Merak ettim. Bu bilgi gerekli olabilir. | Open Subtitles | مجرد تساؤل، قد تكون هناك أهمية لتلك المعلومات. |