bu bizi önemli bir noktaya taşıyor ve bundan en çok senin payın var. | Open Subtitles | هذا يضعنا في الاتحاد الرئيسي والذي يعود إليكِ بشكل رئيسي |
bu bizi sonsuza dek bir araya getirir sanmıştım. | Open Subtitles | لقد اعتقدت ان هذا سيبقينا معاً للأبد |
bu bizi 1959'da Cooper Do-nuts'da, 1966'da Compton's Caeteria'da ve 1969'da ünlü Stonewall Inn'de isyana götürdü. | TED | يقودنا هذا إلى أعمال الشغب في مقهى كوبر دونانتس عام 1959، ومقصف كومبتون عام 1966، وحانة ستونوول الشهيرة في عام 1969. |
Alarm çalmaya başlar, bu bizi bekleme durumuna sokar. | Open Subtitles | أجهزة الإنذار تنطلق ذلك سيضعنا في حالة ترقّب |
Bazen bu bizi daha üretici bir yola sokar. | TED | في بعض الأحيان يقودنا ذلك الى سبيل أكثر إنتاجية. |
bu bizi onlardan farklı kılan bireysellik kapasitemiz... ruhumuz. | Open Subtitles | إنه مسؤوليتنا للفرد، أرواحنا هذا جعلنا مختلفين منهم |
Bunu haklı çıkaramayız. bu bizi albaydan daha iyi yapmıyor. | Open Subtitles | لا يحق لنا التبرير لأنفسنا لا يجعلنا هذا أفضل من العقيد |
Peki bu bizi nereye getirir? | TED | لذا اين يتركنا هذا |
bu bizi yola koyar. | Open Subtitles | هل هذا الذي سيرسلنا في طريقنا! |
Endiselenmeyin, burada kaybedecegiz, ama bu bizi mahkemeye hazirlayacak, tamam mi? | Open Subtitles | لا تقلق، سوف نخسر اليوم ولكن هذا سيجعلنا مستعدين للمحاكمة |
Bir daha asla tereddüt etme çünkü bu bizi öldürür. | Open Subtitles | لا تترددي مرةً أخرى, لأنَّ هذا سيعرضنا للقتل |
Öldük ve tekrar tekrar doğduk. bu bizi kahraman yapar. | Open Subtitles | لقد متنا و ولدنا من جديد و هذا يجعلنا أبطالاً |
bu bizi büyüklerin ligine sokar ve bu esasen senin sayende. | Open Subtitles | هذا يضعنا في الاتحاد الرئيسي والذي يعود إليكِ بشكل رئيسي |
İki olmasından iyidir ama bu bizi fahişenin olayına döndürür. | Open Subtitles | حسناً،أعتقد هذا أفضل من اثنان. و لكن هذا يضعنا فى عالم النادلة |
Ama bu bizi koruyacak. Tamam mı arkadaşlar? | Open Subtitles | و لكن هذا سيبقينا آمنين، حسنا يا رفاق؟ |
bu bizi mutlak soruya götürüyor. Hesaplama evrenin bir yerinde kendi fiziksel evrenimizi bulmamız mümkün müdür? | TED | حسن، يقودنا هذا إلى سؤال جوهري. هل بالإمكان أن نجد في مكان ما في الكون المحوسب الكون الحسيّ؟ |
Bayağı eminim ki bu bizi moral-Günah alanına koyuyor. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن ذلك سيضعنا على ارض الخطيئة الاخلاقيه |
Umarım bu bizi Brainiac'a götürür. | Open Subtitles | على أمل أن يقودنا ذلك لـ(برينياك). |
bu bizi onlardan farklı kılan bireysellik kapasitemiz... ruhumuz. | Open Subtitles | إنه مسؤوليتنا للفرد، أرواحنا هذا جعلنا مختلفين منهم |
bu bizi son derece berbat hissettirdiği kadar umut dolu da hissettirmeli çünkü, eğer problemi yaratacak güce sahipsek aynı zamanda biz bu problemleri çözme gücüne de sahip olabiliriz. | TED | يجب أن يجعلنا هذا نحس بشناعة فظيعة بقدر ما يجب أن يجعلنا نشعر بالأمل، لأنه إن كانت لدينا القدرة على خلق هذه المشاكل، قد تكون لدينا القدرة كذلك على علاج هذه المشاكل. |
Peki bu bizi nereye koyuyor? | TED | اذن اين يتركنا هذا |
bu bizi yola koyar. | Open Subtitles | هل هذا الذي سيرسلنا في طريقنا! |
Hayır çünkü bu bizi kafayı yemiş, aptal insanlar yapar. | Open Subtitles | كلا، لأن هذا سيجعلنا أشخاصًا مجانين وأغبياء. |
Bir daha asla tereddüt etme çünkü bu bizi öldürür. | Open Subtitles | لا تترددي مرةً أخرى, لأنَّ هذا سيعرضنا للقتل |
bu bizi zengin yapar Onu zengin yapar. | Open Subtitles | هذا يجعلنا أغنياء حسناً ليس نحن. فقط هو |
Kalan nerede olduğunu buluyoruz ve bu bizi Lupe'ya ve kola götürüyor. | Open Subtitles | نكتشف أين هي تقيم... وهذا سيقودنا إلى لوب وفحم الكوك. |
bu bizi olmamız gereken yere geri götürecek. | Open Subtitles | قد يضعنا هذا في المكان الذي يجب أن نكون فيه. |
Biz farklıyız ama bu bizi diğer insanlardan eksik kılmaz. | Open Subtitles | إنّنا مختلفان، لكن أوتعلم أمراً؟ لا يجعلنا ذلك أقل من أي شخص آخر |