70'lerde Profesör Alexander ortaya çıkar, Bu deneye bakar ve bir şey fark eder. | TED | وفي السبعينات، تأمل الأستاذ ألكسندر هذه التجربة ولاحظ شيئًا. قال آه، إذا وضعنا الفأر في قفص فارغ، |
Ama bir yıl önce benimle birlikte Roswell'e gelmesi ve Bu deneye katılması için kendisini ikna ettim. | Open Subtitles | لكن قَبلَ سنة، أقنعته للمَجيء إلى روزويل معي وأن يُشارك في هذه التجربة |
Bu deneye katılanlar arasında hastalığı ilaçlara inanılmaz bir şekilde yanıt veren küçük bir yüzdenin içindesin. | Open Subtitles | أنتِ من بين نسبة صغيرة من المرضى في هذه التجربة الذين يستجيب مرض السرطان بشكل رائع |
Meredith'i Bu deneye dâhil etmeme imkân yok. | Open Subtitles | ولا يمكن أبدا أن أضع (ميرديث) في هذه التجارب. |
Bu deneye insan ve teknoloji arasında ne olduğu fikriyle başlamıştım. Sonrasında beni, teknolojinin tüm şirkette nasıl yönetildiği fikrine götürdü. | TED | كما وجدت أنه من الرائع حقًا أنني عندما بدأت هذه التجربة بدأت بما كان يحدث بين شخص والتكنولوجيا الفردية، ووصلت في النهاية إلى أفكار حول كيفية إدارة التكنولوجيا داخل الشركات. |
Bu deneye bir şans vermeye karar verdim. | TED | قررتُ محاولة هذه التجربة. |
Eğer zaman yolculuğunun bulunmasını sağlayacak Bu deneye devam etmek istiyorsanız Bay Beale, o hâlde benim için çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | الآن, إذا كنت تريد أن الانتهاء من هذه التجربة وهذا يؤدي إلى اختراع السفر عبر الزمن حينها يالسيد (بيل) أنت تعمل لصالحي |
Bu deneye daha fazla dahil olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكرر هذه التجربة بعد الآن |