Editörüm bu fotoğrafını yayınlamak istiyor. Her halükarda yarın gazeteye çıkacaksın. | Open Subtitles | يريد رئيس التحرير نشر هذه الصورة لكِ ستنشر غداً بأية حال |
Paris saldırılarından sonraki gün, bir arkadaşım bana kızının bu fotoğrafını gönderdi. | TED | في اليوم التالي لهجمات باريس، أرسلت صديقتي هذه الصورة إلى ابنتها. |
Muhtemelen çoğunuz NASA'nın bu fotoğrafını biliyorsunuzdur. | TED | وأنتم غالبًا تعرفون جميعًا هذه الصورة لوكالة ناسا. |
Jared Talt daha hayattayken bu fotoğrafını çekmiş. | Open Subtitles | لقد اخذ هذه الصورة لجاريد تالت بينما كان السيد تالت على قيد الحياة |
Tüm dünyadaki haber bültenleri, Soweto’da polis tarafından öldürülen ilk kişilerden olan 13 yaşındaki Hector Pieterson’ın bu fotoğrafını yayınladı. Böylece ırkçılık rejiminin gaddarlığını görmezden gelmek neredeyse imkânsız hâle geldi. | TED | نشرت وسائل الإعلام حول العالم هذه الصورة البالغ من العمر 13عامًا، هيكتور بيترسون، كان من أول الأشخاص الذين قتلتهم الشرطة وأصبح من المستحيل تقريبًا تجاهل الوحشية لنظام الفصل العنصري. |
Ne zaman Afrika'dan bahsetseniz, dünyanın uzaydan çekilmiş bu fotoğrafını koymanız gerekiyor. İnsanların tepkisiyse şöyle oluyor: "Baksana, işte bu Karanlık Kıta". | TED | أينما تحدث عن أفريقيا، لابد أن نستحضر هذه الصورة الفضائية للعالم، فيقول الناس، "انظروا، إنها القارة المظلمة." |
Biz onla konuşmaya gittiğimizde, onun bu fotoğrafını çektiğimizde köle tüccarları bizi halen kıyılardan köşelerden tehdit ediyorlardı. Onlar halen ittirilmiş değiller. | TED | ولكن حينما ذهبنا للتحدث معها، حينما أخذنا هذه الصورة السادة المستعبدين كانوا يتوعدوننا من كل الجوانب. لم يتم التخلص منهم فعليا. |
Bir SS fotoğrafçı, kameraya gülümsemesini emrederek onun bu fotoğrafını çekmişti. | Open Subtitles | ألتقط مُصوّر الـ "إس إس" هذه الصورة طلب منها أن تبتسم لآلة التصوير |
Jack'in bu fotoğrafını nereden buldun? | Open Subtitles | يا إلهي، من أين حصلتِ على هذه الصورة ؟ |
bu fotoğrafını daha önce görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أرى هذه الصورة لكِ من قبل. |
bu fotoğrafını severim. | Open Subtitles | أحب هذه الصورة لها |
bu fotoğrafını çok seviyorum. | Open Subtitles | تعجبني هذه الصورة لك. |
Pike'ın Frankfurt, Konigsbank'ta çekilen bu fotoğrafını izledik. | Open Subtitles | لقد تعقبنا هذه الصورة (بايك) في بنك " كونينس " في "فرانكفورت" |
Mekanın sahibi Frank ve Vince'in bu fotoğrafını çekti Vince Bianchi'nin bilinen son fotoğrafı bu. | Open Subtitles | ..(إلتقط المـالك هذه الصورة لـ (فرانك) و (فينس (آخر صورة معروفة لـ (فينس بيانكي |
Ailemin asla sahip olabileceğimi düşünemediğim bu fotoğrafını düşünürüm -- (Alkışlar) -- ve çocuklarımızın ellerinde tutuğu Yüce Divan kararı hakkındaki yayınlanabileceğini hiçbir zaman hayal edemediğim bu başlığı. | TED | أفكر في هذه الصورة لعائلتي التي لم أتخيل أبدا أن يكون لدي مثلها - (تصفيق) - وفي أطفالنا الذي يحملون تلك الشعارات عن حكم المحكمة العليا الذي لم أتخيل أبدا أن يكون. |
Ve sonra babamın bu fotoğrafını gördüğümü hatırladım, kendisi test pilotuydu ve bana demişti ki test pilot'u olmak için başvurduğun zaman, sana yüzde 40 ile 50 arası bir şans olarak ölüm riski var bu işte. | TED | وتذكرت رؤية هذه الصورة لوالدي, والذي كان طيار اختبار (طيار ليتأكد من أداء الطائرات) , وقد أخبرني أنه عندما تسجل لتصبح طيار اختبار, يخبرونك أن هناك أحتمالا 40 الى 50 بالمئة لموتك خلال أداء الوظيفة. |
bu fotoğrafını sevdim. | Open Subtitles | - أحبّ هذه الصورة لك. |