bu güzel bir şey. | Open Subtitles | حسنا، هذا أمر جيد |
Sanırım bu güzel bir şey. | Open Subtitles | حسناً، أظن أن هذا أمر جيد. |
bu güzel bir şey çünkü hayat ancak, ölümle yüz yüze gelince anlam kazanır. | Open Subtitles | هذا أمر جميل لأن الحياة تصيح ذات معنى فقط عند مواجهة الموت |
- bu güzel bir şey aslında. - Gerçekten güzel. | Open Subtitles | هذا أمر جميل حقاً |
Çiftlikten geriye hiçbir şey kalmadı, ki bu güzel bir şey. Burada şeftali de yetişmiyordu zaten. | Open Subtitles | لم يتبق شيء من المزرعة, وهذا جيد لم يتمكنوا من زراعة الخوخ هنا |
Ama bebek sahibi olmak, bu güzel bir şey. | Open Subtitles | أن تُرزقي بطفل ذلك شيء جيد |
Bence bu güzel bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أمر جيد. |
bu güzel bir şey. | Open Subtitles | هذا أمر جيد |
Fitz, bu güzel bir şey. | Open Subtitles | فيتز)، هذا أمر جيد). |
bu güzel bir şey, Lisbon. | Open Subtitles | هذا أمر جميل يا (ليزبن |
Çiftlikten geriye hiçbir şey kalmadı, ki bu güzel bir şey. Burada şeftali de yetişmiyordu zaten. | Open Subtitles | لم يتبق شيء من المزرعة, وهذا جيد لم يتمكنوا من زراعة الخوخ هنا |