Ve bu gençlerin çoğunun acı çektiğini ve mücadele ettiğini öğrenmek beni şaşırtmıştı. | TED | وكانت دهشتي كبيرة، بسبب ما وجدت كان الكثير من هؤلاء الشباب يعاني ويكافح. |
Ve bu gençlerin birçoğu, bu aşırılıkçı gruplarda, hasretini çektikleri baba figürlerini buluyorlar. | TED | والعديد من هؤلاء الشباب انتهى بهم المطاف إلى إيجاد الرعاية وصورة الأب الرحيمة داخل هذه الجماعات المتطرفة. |
bu gençlerin nasıl başaracağını aklım almıyor bir türlü. | Open Subtitles | يمكن للشخص فقط ان يتخيل كيف هو خوف هؤلاء الشباب |
Bütün bu gençlerin ellerinin armut toplayacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن هؤلاء الشباب سيقفون مكتوفيّ الإيدي؟ |
Dört gün aralıksız dans etmiş olan bu gençlerin hali vakti yerinde olmayabilir. | Open Subtitles | بعد أربع ايام من الرقص المتواصل.. هؤلاء الشباب قد لا يكونوا مُرفهين، لكن ثقوا تماماً، إنهميأكلونبـنَهم! |
Ama bu gençlerin iyi beslenmesi gerektiğine inanıyorlar. | Open Subtitles | لكن إدارتنا تدرك أن هؤلاء الشباب يحتاجونإلىتغذيةجيدة! |
bu gençlerin doğru olanı yaptığına inanıyorum. | Open Subtitles | انا اؤمن ان هؤلاء الشباب على حق |
bu gençlerin hayatlarında hiçbir şey yok. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب ليس عندهم شيء في حياتهم. |
(Alkışlar) bu gençlerin potansiyeli olduğunu ve bir değişme umudu olduğunu nerden biliyorum? | TED | (تصفيق) كيف لي أن أعلم بأن هؤلاء الشباب لديهم القدرة والتعهد بالتغيير؟ |
100 bin dolar ve cezalandırılmış bu gençlerin ispat edilen suçlarının nedenlerini araştırmak için burs, ...ve yazılımların üçüncü şahıs satışlarını daha katı yöneteceğimize dair düzenlenen müşterek bildirim anlaşması. | Open Subtitles | مئة ألف دولار) ومنحه لدعم القضايا) التي يمثلها هؤلاء الشباب الصالحون |