Şirketlerimiz var, kar amacı gütmeyen kurumlar var ve yardım kuruluşları var ve bütün bu grupların çalışanları ya da bir çeşit gönüllüleri var. | TED | لدينا شركات ومؤسسات غير ربحية وجمعيات خيرية كل هذه المجموعات التي لديها موظفين أو متطوعين من نوع ما. |
Çatışmazken bu grupların ne yaptığını kayda geçiyorum. | TED | أقوم بتوثيق ما تقوم به هذه المجموعات عندما لا تقوم بإطلاق النار. |
fakat bu yeterli değil bu grupların gücünü, stratejisini veya uzun süreli vizyonunu anlamak için. | TED | ولكن هذا المفهوم غير كاف لفهم قوة هذه المجموعات واستراتيجيتها أو رؤيتها طويلة المدى. |
bu grupların tek anlamı vatandaşların polise ayak bağı olmasıdır. | Open Subtitles | هذه المجموعاتِ تعني فقط المواطنون الذين يَقِفونَ في طريق الشرطةِ. |
bu grupların tek anlamı vatandaşların polise ayak bağı olmasıdır. | Open Subtitles | هذه المجموعاتِ تعني فقط المواطنون الذين يَقِفونَ في طريق الشرطةِ. |
Bence, önceden söylediğim gibi, özellikle bugün Avrupa'daki terörizm karşılaştığımız küresel durumla ilgili olarak burada yetişmiş bir hareketlilik. yapmamız gereken şey tam olarak bu grupların yanlış olduğunu kanıtlamak bunu da dünyanın bu bölgesinden gelenleri karşılayarak ve etkili şekilde | TED | أعتقد، كما قلت، اليوم، الإرهاب أساسا في أوروبا هو حركة داخلية متعلّق بالوضع العالمي الذي نواجهه، وما الذي نحتاجه بالضبط هو إثبات أن هذه المجموعات خاطئة، من خلال الترحيب بالآتين من هذا الجزء من العالم ودمجهم بطريقة فاعلة. |
Bütün bu grupların bir olayı var. | Open Subtitles | لكل هذه المجموعات ما يميّزها |
Talibanın ilk yükselişi; Afganistanın parçalama savaşında, veya hatta İŞİD'in yükselişi bu grupların güvenliği sağlamak için yaptıklarına bakarak anlaşılabilir. | TED | قيام طالبان كان في أفغانستان التي مزقتها الحرب، أو حتى بداية الصعود لتنظيم الدولة الإسلامية (داعش)، يمكن أيضاً أن تُفهم عن طريق النظر لمجهودات هذه المجموعات لتوفير الآمن. |