ويكيبيديا

    "bu hastalıkla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هذا المرض
        
    • هذا الوباء
        
    bu hastalıkla yaşamak bana bilim ve tıbbın insan çabası olduğunu öğretti. TED علمني التعايش مع هذا المرض أن العلم والطب يمثلان مسعى إنسانياً عميقاً.
    Çoğunuz gibi, ben de bu hastalıkla çoğu arkadaşımı ve ailemi kaybettim. TED مثل الكثيرين منكم، فقد فقدت كثيراً من أصدقائي وعائلتي بسبب هذا المرض.
    Eğer kaynağı bulamazsak, bu hastalıkla savaşmak için başka yollar bulmak zorundayız. Open Subtitles إن لم نحصل على الدم المصدر علينا أن نجد طريقة للقضاء على هذا المرض
    Tamam, ama bu hastalıkla uğraştığımız için oldukça dağıldık. Open Subtitles حسناً, و لكننا مرتبطون بعد ذلك للتعامل مع هذا الوباء.
    bu hastalıkla savaşmanın en kötü yanı onun da sana karşılık vermesi. Open Subtitles أصعب شيء في محاربة هذا الوباء أنه يحارب أيضاً.
    Belki de o bu hastalıkla ilgili bilmediğim bir şey bulmuştur. Open Subtitles رُبما قدْ وجد شئ عن هذا الوباء الذي لا أعلم عنه شئ!
    bu hastalıkla çiftlikte çalışmak iyi bir fikir değil. Open Subtitles العمل فى المزرعة وعمل دوريات كثيرة مع هذا المرض هذه ليست فكرة سديدة
    bu hastalıkla dünyadaki herkesten daha fazla ilgileniyorum. Open Subtitles أنا أعتني بأكثر ضحايا هذا المرض أكثر من أي شخص آخر في العالم.
    26 yıl bu hastalıkla yaşamak harika. Ve gerçek bu. Open Subtitles و 26 سنة مع هذا المرض وهذه هي الحقيقة
    bu hastalıkla beraber savaşacağız hepimiz. Open Subtitles .. وسوف نقاوم هذا المرض معاً .جميعاً
    bu hastalıkla savaşacağım! Open Subtitles أنا سوف أحارب هذا المرض
    Cornell ve Bangladeşli bilim adamları organik tarım yaklaşımı sağlayan genetik bir teknik kullanarak bu hastalıkla savaşmaya karar verdi. TED العلماء في بنجلاديش وجامعة (كورنيل) قرروا مكافحة هذا المرض بإستخدام التقنيات الوراثية التي تم بناءها على نهج الزراعة العضوية
    Söylemeseler düşünemezdim ya. (Kahkahalar) (Kahkahalar) (Alkışlar) Çünkü, bilirsiniz, bu hastalıkla size gelen tek şey gerçek bir utanç duygusudur. Çünkü dostlarınız "Hadi neren şiş, göster bakalım, röntgen filmlerini göster." derler ve sizin gösterecek bir şeyiniz yoktur. Siz de kendinizden tiksinirsiniz, şöyle düşünürsünüz: "Bombardımana yakalanmadım. Bir kasabada yaşamıyorum." TED لأني لم أكن أفكر في ذلك(ضحك) (ضحك) (تصفيق) لأنه، أنتم تعلمون، الشيء الوحيد الذي تحصل عليه مع هذا المرض هذا يأتي مع المجموعة هو حصولك على إحساس الخجل لأن أصدقائك سيقولون "هيا دعينا نشاهد الورم، دعينا نشاهد الأشعة السينية" وبالطبع ليس لديك شيء تجعلهم يشاهدونه إذا أنت تكون مشمئز من نفسك لأنك تفكر "أنت لا تكون مغطى بالسجاد، أنا لا أعيش في مدينة متحضرة"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد