Jong Min tarot kartlarını okuyabiliyor ve Bu işte iyi. | Open Subtitles | جونغ مين يمكنه قرائة بطاقات التارو وانه جيد في هذا |
Bu işte iyi olmadığımı bildiğime sevindim. | Open Subtitles | من اللطيف معرفة أني لست جيد في هذا |
Bu işte iyi olmadığımı bildiğime sevindim. | Open Subtitles | من اللطيف معرفة أني لست جيد في هذا |
Arch, Bu işte iyi olabileceğimi düşünüyor musun, bilmek istiyorum. | Open Subtitles | آرتش، أريد أن أعرف إذا كنت تعتقد أنني سوف أصبح جيدة في هذا. |
Babam buluşmaya geliyor ve ona Bu işte iyi olduğumu göstermem gerek. | Open Subtitles | ابي سيأتي هنا في موعد ويجب ان اريه اني جيدة في هذا العمل |
Bu işte iyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أجل، أنت بارع في ذلك. |
Bu işte iyi olamam. Babalık ruhu yok bende. | Open Subtitles | لن اكون بارعاً في هذا أنا لست من نوع الأباء |
Bu işte iyi olduğumu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنّني جيد في هذا |
Sanırım, Bu işte iyi olabilirim. | Open Subtitles | سأقول، أنا جيد في هذا |
Bu işte iyi olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انك جيد في هذا |
Bu işte iyi olduğunu bildiğim için. | Open Subtitles | .. لأنني أعرف أنك جيد في هذا |
Bu işte iyi olabilmek için iyi bir yalancı olmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أن عليّ أن أصبح كاذبة لأكون جيدة في هذا العمل |
Sözde Bu işte iyi olmam gerekiyor. | Open Subtitles | وكان من المفترض أن أكون جيدة في هذا الأمر |
Bu işte iyi olan bir kadın tanıyorum. | TED | أعرف امرأة جيدة في هذا الأمر. |
Bu yüzden Bu işte iyi değilsin. | Open Subtitles | هذا هو لماذا أنت لست جيدة في هذا. |
- Evet, Bu işte iyi. | Open Subtitles | أنه بارع في ذلك. |
- Bu işte iyi olmaya başladım. - Hayır, hayır, bu olamaz. | Open Subtitles | -إنّني أغدو بارعاً في هذا |