- Öyle, çünkü, sana güvenen bu insanları yüzüstü bırakmak istemiyorsun. | Open Subtitles | بلى، لأنك لا تريد أنّ تخذل أولئك الناس الذين يعتمدون عليّك |
bu insanları adadan kurtulmak için çağırdık, öyle değil mi? | Open Subtitles | هاتفنا هؤلاء القوم فعلاً لإخراجنا من هذه الجزيرة، أليس كذلك؟ |
Ya bu, bu insanları korumak için yapılan ümitsiz bir girişim ise? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ هذا كَانتَ محاولة مستميتة لإبْقاء على هؤلاء الناسِ ؟ |
bu insanları çalışan olarak işe alabilirsiniz, çalışmalarını sonuç almak üzere koordine edebilirsiniz. | TED | يمكنك توظيف هؤلاء الناس كموظفين، يمكنك تنسيق عملهم يمكنك الحصول على بعض المخرجات. |
bu insanları aradığınızda direk konuşabildiniz mi? | Open Subtitles | هل إتصلت بهؤلاء الناس وحصلت عليهم مباشرة؟ |
- bu insanları sinirlendirmeye devam ederseniz, yardım edemem. belki de sakin olmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن أساعد هؤلاء النّاس إذا سايرت تضايقهم |
O bu insanları lideri. Çoğu insanın. O kadar basit değil. | Open Subtitles | إنه بمثابة القائد لهؤلاء الناس, و لمعظم الناس, ليس الأمر هيناً |
bu insanları tanımıyorum. Kim olduklarını bilmiyorum. | Open Subtitles | انني لا اعرف هؤلاء الاشخاص انني لا اعرف من يكونون |
CA: Ülkenizde geçmişte de zorunlu göç yaşandı ve bu hafta dün ya da önceki gün bu insanları ziyaret ettiniz. | TED | كريس: لقد عرف بلدكم هجرة قسرية في الماضي، وأظن أنه في الأسبوع الماضي فقط، بالأمس فقط أو أول أمس، زرت أولئك الناس. |
Yani Cole'un bu insanları, telepatik simgelerle mi öldürdüğünü söylüyorsun? | Open Subtitles | تقترح كول قتل أولئك الناس بالصور التخاطرية؟ |
Eğer hep böyle dinlerseniz bu insanları delirtirsiniz. | Open Subtitles | ــ أتستمعين إليها هكذا طوال الوقت؟ ــ أجل سوف تفقدين أولئك الناس صوابهم |
bu insanları bizi adadan çıkarmaları için aramadık mı biz? | Open Subtitles | هاتفنا هؤلاء القوم فعلاً لإخراجنا من هذه الجزيرة، أليس كذلك؟ |
Aldığınız emirlerin en başında bu insanları evlerine götürmek geliyor. | Open Subtitles | أولويتك الأولى من المفترض أنها كانت إرجاع هؤلاء القوم للوطن |
bu insanları dünyaya salan bendim. | Open Subtitles | لقد أطلقت سراح هؤلاء القوم ليخرجوا إلى العالم |
bu insanları sömürmene izin veremem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَرْك أنت تَستمرُّ إِسْتِغْلال هؤلاء الناسِ. |
bu insanları dolandırarak bir sürü paralarını alıyorlar. Onları emosyonel olarak hırpalıyorlar. | TED | يخدعون هؤلاء الناس. يكلفهم الكثير من المال. يكلفهم الكثير من الألم العاطفي. |
İfade veren kadını, şimdi bu insanları arıyor. | Open Subtitles | هذه المرأة من الشهادة إنه يتصل بهؤلاء الناس الآن |
Albay, bu insanları koruma şansım yok. | Open Subtitles | أيّها العقيد, لا يوجد أي مجال لحماية هؤلاء النّاس |
Kimin hangi reklamı gördüğü hakkında hiçbir fikrimiz yok veya bıraktığı etki hakkında veya bu insanları hedeflemede kullanılan veri hakkında. | TED | فلا يوجد لدينا أي فكرة من قد يكون رأي وأي إعلان أو ما تأثيرهم، أو أي معلومات استخدموها لكي يصلو لهؤلاء الناس. |
bu insanları bir daha göremeyebiliriz. | Open Subtitles | ربما لن نرى هؤلاء الاشخاص مرة أخرى.. هذة المشكله.. |
Borazanını öttür, evlat. bu insanları biraz canlandıralım. | Open Subtitles | انفخ في بوقك ولدي سنبعث بعض الحياة في اولئك الناس |
bu insanları indirmek için ne gerekiyorsa yapacağım, Binbaşı. | Open Subtitles | سأفعل مايتوجب للإطاحة بهؤلاء الأشخاص ميجور |
Sonra bu insanları buldum ve bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | Open Subtitles | حين وجدت أولئك القوم شعرت أنّي جزء من كيان ما. |
Biliyorum, teşekkür ederim, ama ben zaten bu insanları tanıyorum. | Open Subtitles | أعلم ذلك وأقدره ولكن ترين فأنا اعرف ماهية هؤلاء البشر |
bu insanları sokaklardan uzak tutmalı ve koruyucu gözaltına almalısınız. | Open Subtitles | تحتاج إلى سحب هذه الناس من الشوارع وإلى الحماية القضائية. |
bu insanları kendi güvenlikleri için oldukları yerde tutun. | Open Subtitles | لا , أبقى هولاء الناس فى مكانهم كما هم من أجل سلامتهم أرجوك |