Birisi ona bu kadar büyük bir popodan koşarak kurtulamayacağını söylemeli. | Open Subtitles | على أحد أن يخبره أنه لا يستطيع الركض بمؤخرة بهذا الحجم. |
Neden bu kadar büyük tuzakları bizim için bu tünele kurdular? | Open Subtitles | لكن كيف نصبا فخًا بهذا الحجم في أثناء وجودنا هنا بالأنفاق؟ |
Kimse kendi yüzünü bu kadar büyük görmeye alışık değil. | TED | لم يعتد أحد أن يرى وجهه بهذا الحجم الكبير. |
Nasıl bu kadar büyük birşey okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir? | TED | كيف يمكن لشيء بهذا الكبر أن يعيش في محيطنا ولم يصوّر حتى الآن؟ |
Bir yıldıza bu kadar yakınken bu kadar büyük bir şey oluşamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يتكون شيء بهذه الضخامة وعلى هذا القرب من نجم |
Dostlarıma söylemeye sabırsızlanıyorum. bu kadar büyük kayaları yok. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لإخبار أصدقائي ليس لديهم صخرة كبيرة هكذا |
Derimizi bile beş veya altı hücre tabakası korurken, miselyum; hem bir hücre duvarı kalınlığında olup hem de nasıl bu kadar büyük bir canlı olabilir? | TED | كيف يمكنا أن كائنا كبير بهذا الحجم و مع ذلك هو بسمك خلية واحدة بينما نحن لدينا ٥ أو ٦ طبقات جلد لحمايتنا |
Ajans evin bu kadar büyük ve ıssız olduğunu söylememişti. | Open Subtitles | إن الوكالة لم تخبرنا بأن البيت بهذا الحجم و منعزل للغاية |
bu kadar büyük sanmıyordum. Sen de mi? | Open Subtitles | لم أتخيل انه سيكون بهذا الحجم وانت كذلك؟ |
bu kadar büyük bir pazar biraz fire vermeden ele geçirilemezdi, değil mi? | Open Subtitles | لتربح بسوق بهذا الحجم لابد من بعض التلفيات |
Hayatımda hiç bu kadar büyük karabatak görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق و أن رأيت بط بهذا الحجم في حياتي |
Harika bir mekanin var. Daha önce bu kadar büyük bir evde oldugumu sanmiyorum. | Open Subtitles | لديك منزل جميل هنا لم أزر منزلاً بهذا الحجم من قبل |
- ...göğüsleri bu kadar büyük olan bir kız olacakmış. - Haydi oradan. | Open Subtitles | ـ سمعت أنه ستحضر الحفلة فتاة بأثداء بهذا الحجم ـ هراء |
Ofiste bu kadar büyük gözükmüyordu. | Open Subtitles | لم يبدو بهذا الحجم في المكتب. ربما هي الإضاءة. |
Lanet daha da güçleniyor, bu kadar büyük birşeyi öldürdü. | Open Subtitles | اللعنة اصبحت أقوى أيضاً , لإسْقاط الشّيء بهذا الحجم. |
Evet, ama şu pulun büyüklüğüne baksana. Nasıl bu kadar büyük olabilir? | Open Subtitles | نعم,لكن أنظر لحجم تلك القشره كيف أصبحت بهذا الحجم بحق الجحيم؟ |
O kadar insan yuttuysa bu kadar büyük ve eski bir numara olamaz diye düşünürler. | Open Subtitles | انهم يظنون انك لا يمكن ان تكوب بهذا الكبر و انهم يظنون انك لا يمكن ان تكون بهذا الحجم العديد من الناس ينخدعون بذلك |
Şeyi nasıl bu kadar büyük olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لهذا الحزء الخاص ان يكون بهذا الكبر |
bu kadar büyük bir şeyi belki öteki tarafla konuşarak öğrenebilir. | Open Subtitles | أمر بهذه الضخامة يحصل ربما قد سمعت به من الطرف الآخر |
bu kadar büyük bir şeyin komşuları üzerinde büyük etkileri olacaktır. | Open Subtitles | شيء بهذه الضخامة لا بد أن يكون له تأثيره على جيرانه |
Burayı çok sevdim. Develerin bu kadar büyük olacağını düşünmüyordum. | Open Subtitles | لقد أحببت منزلك، لم أتخيل أن الإبل كبيرة هكذا |
Bekle! bu kadar büyük bir şekeri yiyemeyeceğimi biliyorsun! | Open Subtitles | لحظة , انت تعلم , لا يمكنني اكل هذا بها الكثير من السكر |
Oturma odası... Ama bu kadar büyük değil tabii. | Open Subtitles | بها غرفة الجلوس لَكنَّها لَيسَ كبيرة كهذه |
bu kadar büyük olduğunu, yarattığı etkiden ve bıraktığı kraterden anlıyoruz. | TED | نعلم أنها كانت بذلك الحجم بسبب الأثر الذي سببته والفوهة التي خلفتها. |
Doğal olarak bu kadar büyük olduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّهم يجعلونهم بتلك الضخامة بطريقة طبيعيّة |