Bu kadar geç saatte kimseyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع أي أحد في هذا الوقت المتأخر |
Bu kadar geç saatte nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | الي اين أنت ذاهب في هذا الوقت المتأخر من الليل؟ |
Tom Bu kadar geç saatte ofiste ne yapıyorsun? | Open Subtitles | توم ، ماذا تفعل فى المكتب فى هذا الوقت المتأخر ؟ |
Bu kadar geç saatte geldiğim için üzgünüm ama sizinle çok önemli bir mesele üzerinde konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أسف على المجئ فى هذا الوقت المتأخر .... لكننى بحاجة إلى التحدث معك |
Sen aradın, seni Bu kadar geç saatte burada bulacağımı sanmazdım. | Open Subtitles | هو من إتصل بي ، لم أكن متأكدا أني سأجدك هنا بهذا الوقت المتأخر |
Bu kadar geç saatte ne yapıyorsun burada? Cadılık saatleri bunlar. | Open Subtitles | ماذا تفعلين بالخارج في هذا الوقت المتأخر ، انه وقت خروج الساحرات |
Tuhaf, genelde Bu kadar geç saatte dışarı çıkmazlar. | Open Subtitles | .شيء غريب .إنهم ليس بالعادة أن يظهروا في هذا الوقت المتأخر |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama hâlâ ofistesindir diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتذر على اتصالي في هذا الوقت المتأخر لكنني خمنت أنك ما زلت في المكتب |
- Evet. Bu kadar geç saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | نعم, متأسف بإزعاجك في هذا الوقت المتأخر |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا متأسف أتحدث في هذا الوقت المتأخر .. |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لإتصالى فى هذا الوقت المتأخر |