bu kapıdan içeri girdiğin anda, belalar dünyasına girmiş oluyorsun. | Open Subtitles | إن دخلت من هذا الباب فستدخل إلى عالم ملىء بالمتاعب |
Bana şans dile. bu kapıdan çıkarken şansa ihtiyacım var. | Open Subtitles | تمنّي لي بالحظ ، أريد الحظ لأخرُج من هذا الباب |
Paul ve kardeşim düzelip benimle beraber bu kapıdan çıkana kadar bıçağı kaldırmayacağım. | Open Subtitles | ليس قبل ان يعالج اخى و يخرج من هذا الباب سيرا على الاقدام |
Ben bu kapıdan çıkacağım. Belki siz de şunu kullanmalısınız. | Open Subtitles | سأخرج من ذاك الباب ولربما يجدر بك استخدام ذلك الباب |
bu kapıdan çıkacak ilk kişi... kurşun yağmuruyla karşılaşacak anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أول شخص سيخرج من الباب سيصبح سلطة رصاص هل فهتم ؟ |
Bu nedenle kapının sürgülü olduğundan kuşku olmasa da, biri bu kapıdan girmiş olmalı. | Open Subtitles | إذاًَ بما أنه لا شك أن هذا الباب كان مقفل لابد من شخص انسل من هذا الباب |
Ama ben bu kapıdan çıktığımda, teklif geçersiz olur. | Open Subtitles | ولكن سينتهى العرض عندما أخرج مِن هذا الباب |
Ambulansın olduğu bölüme git. Ben bu kapıdan gireceğim. | Open Subtitles | إذهب عبر طريق الإسعاف وسأذهب أنا عبر هذا الباب |
bu kapıdan çıkacağım ve bir şey görmemiş gibi davranacağım. | Open Subtitles | دعني أخرج من هذا الباب و سأدعي أنني لم أرى شيئ |
Daha bu sabah karına "bu kapıdan bir daha asla geçeceğimi tahmin etmezdim" dedim... ama Clayton hiç bu kadar mutlu olmamıştı. | Open Subtitles | تعلَم، لقد أخبرتُ زوجتُكَ هذا الصباح أني لا أعتقِد أني سأدخلُ مِن هذا الباب لكن كليتون سَعيد جِداً |
Fakat ben bu kapıdan çıktıktan sonra asıl o zaman anlayacaksın. | Open Subtitles | انتظر حتى تدرك أنني قد خرجت من هذا الباب ولن أعود ثانية |
Fakat ben bu kapıdan çıktıktan sonra asıl o zaman anlayacaksın. | Open Subtitles | انتظر حتى تدرك أنني قد خرجت من هذا الباب ولن أعود ثانية |
Bence görecekleri tek şey benim kıçım, çünkü ben bu kapıdan çıkarken sadece onu görecekler. | Open Subtitles | حَسناً، أَوْشَكَت أَنْ اعطيهم رضا مؤخرتى، لان هذا ما سيرونه عندما اخرج من هذا الباب. |
Şimdi biri bu kapıdan girecek olursa, ne yapacağını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | والآن إذا جاء أحد من هذا الباب انتي تعرفين ما عليك فعله اليس كذلك؟ |
Dinle, Serpico, bu kapıdan her gün dört adımda arabama gidiyorum. | Open Subtitles | امشي 4 خطوات خارج هذا الباب إلي سيارتي كل يوم |
bu kapıdan çıkıyorsun, ayyaş ve artık şehrin problemi oluyorsun. | Open Subtitles | فقط أخرج من هذا الباب وتصبح مشكلة المدينة |
bu kapıdan tanrı olduğunu düşünen kaç serseri girdi bilemezsiniz. | Open Subtitles | يعبر ذلك الباب ويعتقد بأنه إله لم أكن لأتواجد هنا |
Bu konuda hemen bir şey yapmazsan Morbius bu kapıdan kolayca içeri girecek. | Open Subtitles | وإذا لم تفعل شيئا حيال ذلك وبسرعة فسوف لن يعيقه ذلك الباب |
bu kapıdan acele çıkmayı denemeyin. | Open Subtitles | اوه ، احذر اي شخص يأخذه القلق ويخرج بسرعة من الباب |
Sizi temin edebilirim, efendim, fanatik Konsolosluk arazisine bu kapıdan girmedi. | Open Subtitles | أؤكد لك أن المتعصبين لم يدخلوا أرض المفوضية من هذه البوابة |
Solvay delegelerinin bu kapıdan çıkarlarken çekilen orjinal arşiv görüntülerine bakıyorum. | Open Subtitles | للمشاركين في مؤتمر سولفي و هم يخرجون من هذه الأبواب |
O halde, bu kapıdan da arama yapamayacağımıza inanıyorsun. | Open Subtitles | لذا أنتى تعتقدين أننا سنكون غير قادرين على الإتصال من هذه البوابه أيضاً |
Hemen bu kapıdan çıkıp gidersen aramızda sorun olmaz. | Open Subtitles | أُخرجْ من تلكَ الباب حالاً وأكون و إيّاك بلا ضغائن |