Bazı hayvanlar örneğin deniz kuşları bu karışıklık içerisinde dolanırlar. | TED | بعض الحيوانات مثل الطيور البحرية تقع في فخ هذه الفوضى |
bu karışıklık düzelinceye kadar herseyi senin kontroluna bırakıyorum | Open Subtitles | أعتمد عليك في تولي مسئولية كل شيء حتى تنتهي هذه الفوضى |
Geldiğin için teşekkürler, hayatım. Tüm bu karışıklık için çok üzgünüm. | Open Subtitles | شكراً لقدومك يا حبيبي، أعتذر إليك بسبب كلّ هذه الفوضى. |
Diego ile olan bu karışıklık - ...çalınan arabalar, onu kurtarmak - ...bu bana çok zorluk çektirdi. | Open Subtitles | "هذه المشاكل مع "دييجو سرقة السيارات هذا يجعلنى غير مقتنع |
Bay Selfridge Avrupa'daki bu karışıklık yüzünden Amerika'ya dönme kararı verebilir. | Open Subtitles | مع كل هذه المشاكل بـ"اوروبا" السيد (سلفريدج) قد يقرر العودة لـ"أمريكا". |
Bu hâkim sadece yanlış zamanda yanlış yerde miydi bütün bu karışıklık onun mu hakkında? | Open Subtitles | هل كانت القاضية في المكان والوقت الخطأ أم كل هذه الفوضى بسببها؟ .. |
Bu hâkim sadece yanlış zamanda yanlış yerde miydi bütün bu karışıklık onun mu hakkında? | Open Subtitles | هل كانت القاضية في المكان والوقت الخطأ أم كل هذه الفوضى بسببها؟ .. |
Bütün bu karışıklık hayatımdaki en zor dönemdi. | Open Subtitles | هذه الفوضى كلّها .كانت أصعبَ أمرٍ أمرّ به |
Tüm bu karışıklık daha kötü bir zamanda olamazdı tam da papazın geleceğine yakın. | Open Subtitles | هذه الفوضى جاءت في أسوء وقت لحملتي الانتخابية، خاصة مع اقتراب مجيء القِس |
Tüm bu karışıklık seçim kampanyam için daha kötü bir zamanda olamazdı tam da piskopos geleceğine yakın. | Open Subtitles | هذه الفوضى لم تكن في وقت أسوء من هذا لحملتي، خاصة مع وصول الكاهن قريباً .. |
Listesine tüm yolları ı gerekir. Olduğu bu karışıklık senin hatan mı? Emin, stef. | Open Subtitles | هل أسرد قائمة الأسباب التي تؤكد أن هذه الفوضى ذنبك؟ |
Tamam, bak, bütün bu karışıklık benim yüzümden, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، أنظر كل هذه الفوضى تقع على عاتقي ، حسناً؟ |
"Bu ne, bu karışıklık da ne, burada neler oluyor?" | Open Subtitles | ما هذا ، ما هذه الفوضى هنا ماذا يجري؟ |
Gittiğim yerde kalmalıydım, böylece tüm bu.. karışıklık yerine sadece o son geceyi hatırlardık. | Open Subtitles | "كان علي المغادرة فحسب، كنا لنحظى بتلك الليلة الأخيرة بدلاً من هذه الفوضى" |
Yani bütün bu karışıklık, saçmalığa rağmen elinizde gösterecek bir şeyiniz bile yok mu? | Open Subtitles | ...إذاً ، كل هذه الفوضى ، وهذا الإستعراض المُثير للسخرية ولم تحصلوا على شيء ؟ ... |
Tüm bu karışıklık bitip kızıma kavuştuğumda çok daha iyi hissedeceğim. | Open Subtitles | سأشعر بتحسن كبير بعد عودة (كارلي)، بينما تنتهي كل هذه الفوضى. |
Yani bütün bu karışıklık tamamen benim hatam. | Open Subtitles | كل هذه الفوضى ذنبي |
Tüm bu karışıklık onun yüzünden. | Open Subtitles | كل هذه المشاكل حدثت بسببه |