Doğru, tüm bu mülteciler ekmek kırıntıları için çalışacak. | Open Subtitles | صحيح ، وجميع هؤلاء اللاجئين سيعملون من اجل فتات خبز. |
Siyasi iradeden ve uluslararası baskıdan yoksun bir ortamda, bu mülteciler için umut yok denecek kadar az. | Open Subtitles | وبدون إرادة سياسية أو ضغط دولي الأمل ضعيف جداً أمام هؤلاء اللاجئين |
Kuzey Afrika uçlarındaki bu mülteciler... | Open Subtitles | مثل هؤلاء اللاجئين الذين يعتاشون على حافات افريقيت |
Ve sen diyorsun ki, bu mülteciler bizim suçumuz, ve sana ödeme yapmamızı istiyorsun. | Open Subtitles | وانت تقول بأن هؤلاء اللاجئين هم غلطتنا وتريد منا ان ندفع من اجل ذلك؟ |
Mesela, bu mülteciler arasında kesinlikle birçok zavallı, yitik kuş olacaktır umutsuzca yuvamıza ihtiyaç duyacak kuşlar. | Open Subtitles | .. فمثلاً، لابد أن هناك العديد مِن العصافير المسكينة .. الضائعة بين هؤلاء اللاجئين عصافير في أمس الحاجة لعُشّنا |
bu mülteciler için fazla bir umut yok. | Open Subtitles | الأمل ضعيف جداً أمام هؤلاء اللاجئين |
bu mülteciler, çok daha büyük bir sorunu sembolize ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء اللاجئين يرمزون لقضية ضخمة |
bu mülteciler, çok daha büyük bir sorunu sembolize ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء اللاجئين يرمزون لقضية ضخمة |