Bu randevuya gitmezsem, sizi temin ederim ki çok sinirlenecektir. | Open Subtitles | أؤكد لك أنه سيغضب كثيرًا لو لم أحضر هذا الموعد |
Bunalımda olan bir yeğenim var, ve Bu randevuya gerçekten gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لكن لدي ابنة اخت في ازمة وانا حقا اريد ان اذهب في هذا الموعد |
Bak, seninle Bu randevuya çıktım, çünkü kasabadaki herkes yarın ki maçta kendini göstermeni istiyor. | Open Subtitles | لا , ماكس , اسمع لقد خرجت معك في هذا الموعد فقط لان كل شخص في البلدة يريدك ان تركل الكرة في مباراة الغد |
Bu randevuya gitmemeliyim. Zaten Sheila bakıcı tutmamı istemiyordu. | Open Subtitles | ليس من المفترض ان أذهب لهذا الموعد |
Bu randevuya çıkacağım için çok heyecanlıydım. | Open Subtitles | كنت متحمسة جداً لهذا الموعد |
Bu randevuya çıktığı için Irene'le gurur duyuyorum. | Open Subtitles | انا فخورة بارين لذهابها في هذا الموعد |
Sabrina bunu biliyor. Belki de Bu randevuya gitmemeliyiz. | Open Subtitles | (صابرينا) تعلم هذا، ربما علينا إلغاء هذا الموعد |