Bu süre içinde inanılmaz bir insan olan ve beni yaptıklarıyla etkileyen Peter Thum ile tanıştım. | TED | و خلال ذلك الوقت التقيت بانسان استثنائي يدعى بيتر ثام الهمني بافعاله |
İki saniyeden fazla görüş alanının içinde tutamazsınız bu yüzden Bu süre içinde öldürücü atışı yapmanız gerekir yoksa döner ve sizi haklar. | Open Subtitles | لن تكون قادراً على إبقائه بمدى بصرك أكثر من ثانيتن لذا فيجب أن تطلق النار أولاً خلال ذلك الوقت أو سيستدير ويصيبك |
Kendilerini gösterebilir ya da göstermezler ama Bu süre içinde sizi öldürebilir. | Open Subtitles | تستطيع إظهار نفسها او إخفائها ولكن خلال هذه الفترة.. تستطيع بها القتل |
Bu süre içinde eroin numunesini bulamazsan seni kardeşinle Ceset Sergisi'ne yollayacağım. | Open Subtitles | وإن لم تسترجع عينة الهروين خلال هذه الفترة ستكون جثتُك أنت وأخيك اللعين في مستودع الجثث. |
Tae Yong'u bir süreliğine dışarı çağıracağım. Bu süre içinde halletmeye çalış. | Open Subtitles | ساقابل تاى يونج لذا ساعتمد عليكِ فى فعل هذا خلال هذا الوقت |
Fakat Bu süre içinde... öğle vaktinden suikastsaatine kadar üç araba geçti. | Open Subtitles | لكن ثلاث سيارات جائت في خلال هذا الوقت ابتداء من الظهر وحتى وقت إطلاق النار |
Bölgeye girdikleri andan itibaren, koşucuların 3 saatleri var. Bu süre içinde 4 blok geçmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | في منطقة اللعب، لدى الهاربين ثلاث ساعات ليمروا بأقسام اللعبة الأربعة |
Bu süre içinde dördümüz onu hazırlamış oluruz. | Open Subtitles | في غضون ذلك الوقت نحن الأربعة يجب علينا أن نصونه |
Bu süre içinde fetüsün akciğeri tam fonksiyonlu bir organ haline gelir. | Open Subtitles | خلال ذلك الوقت رئتي الجنين تعمل بشكل كامل |
Bu süre içinde mesajlaşma olacak mı... | Open Subtitles | سنتراسل نصياً خلال ذلك الوقت أم... |
Bu süre içinde bile güzelleşmişsin. | Open Subtitles | لقد اصبحتي جميلة خلال هذه الفترة |
Bu süre içinde kendimi sınamaya karar verdim! | Open Subtitles | لقد قررت إختبار نفسي خلال هذه الفترة! |
Aynı zamanda Bu süre içinde, bir sürü... insan çaba gösterdi. | Open Subtitles | و خلال هذا الوقت كان معنا العديد من الأشخاص |
Aslında, son otuz yılda, ne zaman market düşüncesi ve market mantığı güçlerini birleştirip prestij kazansa, Bu süre içinde ortak söylemimiz içi boş bir hale geldi, daha büyük bir ahlaki anlamda boş. | TED | في الحقيقة، خلال العقود الثلاث الماضية، حينما جمع منطق السوق وتفكيره قواهما وحصلوا على مكانة، فان خطابنا العام خلال هذا الوقت أصبح أجوفاً، خالي من المعاني الأخلاقية الأكبر. |
Ama Bu süre içinde, babamın sevgisini yeniden kazanacağım. | Open Subtitles | وفى خلال هذا الوقت سوف أستعيد حبه |
Bölgeye girdikleri andan itibaren, koşucuların 3 saatleri var. Bu süre içinde 4 blok geçmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | في منطقة اللعب، لدى الهاربين ثلاث ساعات ليمروا بأقسام اللعبة الأربعة |
Bu süre içinde, başka bir mesaj ne gönderildi ne de gönderilmesi planlandı. | Open Subtitles | في غضون ذلك الوقت لم تكن هناك رسائل أخرى ترسل... ولا يوجد أي مخطط |