Belki de, Bu süre zarfında sizlere Yunanistan gezimi anlatabilirim. | Open Subtitles | ربما في هذه الأثناء يمكنني أن أخبركم عن رحلتي إلى اليونان |
Ama Bu süre zarfında, tekrar at yarışında yenilmek istersen eğer beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | في هذه الأثناء,إذا أردت أن تهزم في سباق خيل ,أنت تعرف أين تجدني |
Rapor için 12 saat daha bekleyeceğim ve Bu süre zarfında ne yaparlar artık, bilmiyorum. | Open Subtitles | ايغو يجب علي انتظار 12 ساعة قبل ارسال تقرير جديد ولا اعرف ماذا سيفعلون خلال ذلك الوقت |
Bu süre zarfında size mümkün olduğunca fazla şey öğreteceğim. | Open Subtitles | خلال ذلك الوقت سأسعلّمكما بكل ما في وسعي. |
Doktorun iki çocuğu Anna ve Rudolf ise Bu süre zarfında ebe tarafından bakılıyordu. | Open Subtitles | ولديه، رودلف و آنا كانا تحت رعاية القابلة في الوقت الحالي |
Bu süre zarfında, Marcello'yla yaşayacağımız şeyler var. | Open Subtitles | في غضون ذلك , مارسيلو و أنا لدينا بعض المعيشة للقيام بها. |
Bu süre zarfında, bu uzun ve aptalca toplantılara gitmenin bu delice varoluşu için bir tür dengeye ihtiyacım vardı. | TED | لذا خلال هذا الوقت احتجت إلى موازنة هذا التواجد المجنون والاجتماعات البلهاء الطويلة |
Bu süre zarfında beni özellikle endişelendiren onun harcamalarıydı. | Open Subtitles | الأمر الذي أثار قلقي خلال تلك الفترة كان إنفاقها. |
Bu süre zarfında ekibin geri kalanı dışarıda matkabın sesini bastırıyor olacak. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء ستكون بقية الفريق بالخارج يقومون بضوضاء لتغطية عملي |
Bu süre zarfında... Çocuklar bahçedeyken onları nasıl izleyeceksin. Ya da yüzme dersinde? | Open Subtitles | و لكن في هذه الأثناء كيف ستراقببين الأطفال في الحديقة أو خلال فصول السباحة |
Bu süre zarfında bize gerçekleri söyleyerek kendinize yardımcı olabilirsiniz. | Open Subtitles | في هذه الأثناء يمكنك مساعدة نفسك بإخبارك الحقيقة |
Bu süre zarfında alternatif gerçeklikte iken kaydedilen bazı haber bültenlerini inceliyordum. | Open Subtitles | في هذه الأثناء كنت أتفحص لقطات الأخبار المسجلة عندما كنا في الواقع البديل |
Bu süre zarfında kırmızı ışıktan kaçtık, hız limitini aştık ve ehliyetsiz araba kullandık. | Open Subtitles | خلال ذلك الوقت قد تجاوزنا الإشارة الحمراء، بسرعة زائدة والسائق لا يملك رخصة قيادة. |
Ve Bu süre zarfında, başka bir tane daha yakalayabilir. | Open Subtitles | و قد تصيد خلال ذلك الوقت غيرها |
Şunu bil yeter, tüm Bu süre zarfında hayatımı beklemeye alamam. | Open Subtitles | طالما أنكِ سمعت ذلك , لا يمكنني أن أضع حياتي على الإنتظار في الوقت الحالي |
Bu süre zarfında gösterdiğiniz sabır ve anlayışa teşekkür ederiz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي, شكرا لانتظاركم و لِتَفَهٌمِكُم |
Bu süre zarfında bunu okuyacağım. | Open Subtitles | في الوقت الحالي, سأقرأ هذا لكنني سأكون قاسية في ملاحظاتي, يا أبي |
Bu süre zarfında ise, isyan sırasında yaptıklarını ve bunların sebeplerini ayrıntılı olarak anlattığın bir bildiri yazmanı istiyor. | Open Subtitles | في غضون ذلك ، أحثك على التفصيل في كتابة الاجراءات الخاصة بك خلال التمرد وأسبابها |
Bu süre zarfında 500'den fazla insan onların avı oldu. | Open Subtitles | .و في غضون ذلك الوقت، أصبح أكثر من خمسمائة شخصٍ ضحيةً لهم |
Bu süre zarfında Baumfree inancında teselli buldu ve dini düşünceye kendini gitgide adadı. | TED | خلال هذا الوقت وجدت بومفري السلوى في إيمانها وازداد انصرافها إلى التأمل الديني. |
Şüphesiz, Bu süre zarfında, askeri uçuşlara izin verilmiştir, ama FAA bu konuda açıklama yapmıyor. | Open Subtitles | لكن بعض الرحلات العسكرية سمح لها بالطيران خلال هذا الوقت لكن هيئة الطيران ملتزمة بالصمت تجاهها |
Bu süre zarfında kaç çocuk çetelere üye olacak, uyuçturucu çekecek ya da ölecek? | Open Subtitles | كم من الأطفال انضم للعصابات وانخرط في المخدرات ومات خلال تلك الفترة ؟ |