11:30 oldu, bu saatte bir kız evinde olmalı. | Open Subtitles | الساعة 11: 30. لا يمكن استضافة فتاة في هذا الوقت المتأخر |
Seni bu saatte bir kızın yalnız kaldığı bir odaya, getiren nedir? | Open Subtitles | لكن، مالأمر؟ تدخل غرفة فتاة وحيدة في هذا الوقت المتأخر |
Üzgünüm, bu saatte bir iş çağrısı beklemiyordum. | Open Subtitles | لَم أكن أتوقع اتصالاً بخصوص العمل في هذا الوقت المتأخر |
Kesinlikle, üzgünüm,bu saatte bir müşteri geldi sanmıştım | Open Subtitles | -بكل تأكيد أنا آسفة و لكنه أمر غير عادي أن يأتي أحد المدراء في هذا الوقت المتأخر |