Ve Bu sabah kalktığımda gördüm ki bütün ayakkabılarımın içindeki tabanlıkları çalmış! | Open Subtitles | لذا عندما استيقظت هذا الصباح كان قد سرق كل الفرش الداخلي من أحذيتي |
Bu sabah kalktığımda "kimseyi öldürmek zorunda değilim diye düşündüğüm" anı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر بأنه عندما استيقظت هذا الصباح , لم اعتقد انه يجب علي قتل شخص ما |
Evet, ben de Bu sabah kalktığımda bu yerden çok emin değildim. | Open Subtitles | أجل ، لقد استيقظت هذا الصباح غير واثقة حيال هذا المكان |
Bu sabah kalktığımda, kendimi yara bere içinde buldum. | Open Subtitles | وعندما استيقظت هذا الصباح كنت مغطاة بالكدمات |
Bu sabah kalktığımda, çayırı geçtikten sonra hep yeşil yanan 39. caddedeki trafik ışıklarına komodinin üzerindeki küçük pencereden bakarken... | Open Subtitles | عندما استيقظت هذا الصباح وكنت أحدّق على النافذة وأنا أقضي حاجتي وأتخيّل نور الشارع المضيئ على جادة 39 |
O yüzden Bu sabah kalktığımda, kendime, "detoks vaktim geldi"dedim. | Open Subtitles | فعندما استيقظت هذا الصباح قررت أنه حان وقت الإقلاع |
Bu sabah kalktığımda da koşuya çıkmışsındır sandım. | Open Subtitles | وعندما استيقظت هذا الصباح ، ظننت بإنك ذهبت لتركض أليكس ؟ |
Ciddi olduğuna inanmadım ama Bu sabah kalktığımda söylediklerini kafamdan atamıyordum. | Open Subtitles | لم أصدّق أنه كان جادًا وعندما استيقظت هذا الصباح ظلّ حديثه يصدع في رأسي |
Teşekkür etmene gerek yok. Var! Bu sabah kalktığımda kendimi güçlü hissetim. | Open Subtitles | استيقظت هذا الصباح وشعرت بالقوه |
- Bu sabah kalktığımda gitmişti ama gitar derslerine gitmiştir diye düşündüm. | Open Subtitles | -حين استيقظت هذا الصباح كانت مختفية لكن ظننت أنها غادرت مسبقا لدرس الغيتار خاصتها |