bu sandalyeye bağlı olmasaydım boynunu ince bir dal gibi kırardım. | Open Subtitles | إن لم أكن مقيدًا في هذا الكرسي لكسرت رقبتك كغصن شجرة |
Üç buçuk hafta her gün bu sandalyeye oturdum ve tek kelime etmedin. | Open Subtitles | جلست في هذا الكرسي كل يوم لثلاثة أسابيع ونصف، ولم تنطق أي كلمة. |
Buraya gelir ve bu sandalyeye oturur gitar çalar, bize şarkı söyler, okumayı, bildiği şeyleri bize öğretirdi.,herneyse. | Open Subtitles | لقد إعتاد على أن يأتي هنا ويجلس في هذا الكرسي ويعزف على القيثارة ويغني لنا أغنية ويعلمنا قليلاً كيف نقرأ |
Yaşadığım her saat Tanrının beni neden bu sandalyeye bağladığını soruyorum. | Open Subtitles | والان انا أتسائل في كل لحظة لماذا أصبحت معاقاً علي هذا الكرسي المتحرك |
Demek insanlar gelip bu sandalyeye oturuyor ve sana bir şeyler satmaya çalışıyor? | Open Subtitles | اذاً. الناس تأتى و تجلس على هذا الكرسى وتحاول ان تبيعك اشياء؟ |
bu sandalyeye bağlanmam ise.. ...kişisel olaylardan değil de.. ...talihsiz bir iş bağlama.. | Open Subtitles | وسبب تقيدي بهذا الكرسي ليس شخصياً، الذييجعلسلسلةمنالأحداثالمؤسفة... |
O beni bu sandalyeye mahkum eden kişi. Eğer kendimi işe verebilirsem, sende... | Open Subtitles | إنه الشخص الذي أقعدني على هذا الكرسي المتحرك إن كان بإستطاعتي تجاهل ذلك ، إذن فأنتي تستطيعين أيضاً |
bu sandalyeye çıkıp, hippi ahbaplarıma memelerimi göstereyim mi? | Open Subtitles | أقف على هذا الكرسي وأظهر حلماتي للرجل العجوز ؟ |
Bay McManus'u öldüren merminin güzergahı bu sandalyeye doğru uzanıyor. | Open Subtitles | مسار الرصاصة التي قتلت السيد مكمانس تعود آثارها الى هذا الكرسي |
bu sandalyeye mahkum olmanın bazen ne berbat olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه سيء جداً في بعض الأحيان التواجد في هذا الكرسي. |
Tekrar bu sandalyeye oturacağımı düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتصور أني سأكون على هذا الكرسي مرة ثانية |
Seni değiştiren kaza beni bu sandalyeye mahkûm etti. | Open Subtitles | نفس الحادثة التي غيرتك وضعتني في هذا الكرسي. |
Seni bu sandalyeye oturtacağız. Bağlayıp sana bakacağız. | Open Subtitles | فقط اِجلس على هذا الكرسي وألقِ نظرة عليك |
bu sandalyeye iki balon bağlayıp uçaklar kadar yükselecek Tanrı'ya çak bi' beşlik diyip bu paraşütle aşağı atlayarak yeryüzüne geri döneceğim. | Open Subtitles | ... سوف أربط هذا الكرسي بـ 2 من بالونات السبر ... تطير كما تطـير الطائرة ترتفع عالياً |
bu sandalyeye iki balon bağlayıp uçaklar kadar yükselecek Tanrı'ya çak bi' beşlik diyip bu paraşütle aşağı atlayarak... | Open Subtitles | .. سوف أربط هذا الكرسي بـ 2 من بالونات السبر ... تطير كما تطير الطائرة ... ترتفع عالياً |
Peki, bu sandalyeye hiçbir şey için oturmuyorum. | Open Subtitles | حسنا ... لن اجلس على هذا الكرسي بدون مقابل |
Onu işte bu sandalyeye oturttum ve yüzünü yıkadım. | Open Subtitles | أجلسه على هذا الكرسي ونظر ألى وجهه |
Tanrım, bu sandalyeye saplanıp kalmaktan bıktım. | Open Subtitles | يا ألهي اكره كوني عالق في هذا الكرسي |
- bu sandalyeye oturmam gerekiyor. | Open Subtitles | ... سأحتاج لأخذ هذا الكرسي, لذا |
bu sandalyeye oturup yükseleceğim. | Open Subtitles | ... سوف آخذ هذا الكرسي و سوف أطير |
bu sandalyeye otur. | Open Subtitles | أجلسى على هذا الكرسى |
Üç numaralı kural Barney'i bu sandalyeye bağlayacağız ki bu andan itibaren Tokatlama Tahtı olarak anılacak. | Open Subtitles | ثلاثة : سوف نربط (بارني) بهذا الكرسي وهذا يشير إلى عرش الصفعة من الآن ، حسناً؟ |